21 Temmuz 2008 Pazartesi

"SANANE" "BANANE"

21:40... Kuzuyu uyuttum ilham geldi yine düşünceler sardı etrafı hemen geçtim başına ekranın, yarını beklersem unutuyorum demek ki bana karanlık ve sessizlik iyi geliyor... Bir de şimdi Sezen Aksu dinliyorum benim şarkıma gelecek sıra "Yol Arkadaşım" a, hüzünleneceğim kendimce dinleyip çoşup eskiyi yeniyi karıştırıp açılacağım içimde sonra beynime kramp girmesin açıklarda boğulmayayım diye kıyıya yine döneceğim dönmesem ne çağırırlar çağırırlar mı ki...? Aman ne hüzün kaplı blog oldu heyt be "içim" sen neymişsin...
Döneceğim sana sık sık merak etme belki de bu blog benim "lustral" ım olur olmaz mı?
Ha ilham geldi demiştim ya ne alakaysa "sanane" "babane" valla bence de...
İlkokuldan beri sevmem bu iki kelimeyi kullanmayı ya da işitmeyi... Çok rencide edici iki kelime hele "sanane"... Hadi "banane" bir nevi şımarıklık barındırsa da içinde "sanane" hepten beter... Büyüdükçe de işitir olunca ne zavallı insan derdim kullanandan için kendimce demek ki derdim kelime yok beyninde fazla kullanabileceği hemen "babane"yle "sanane"yle sıvışıyor ... Hala kullanana kızarım üzülürüm duyunca içerlerim...
En korktuğum kalp kırmak hoş yapıyorumdur ara sıra çok sivri dilliyim malesef fakat "sanane" "banane" basitliğinde değil benimki balta misali dilim karşımdakini dövsem daha az etki bırakırım herhalde o yüzden hep düşünürüm ama bir türlü de yapamam hani derler ya "Boğaz 9 boğum, 8 yutkunup 1 konuşacaksın" ben direk dokuzunu birden Allah ne verdiyse...
Ama herşey duruluyor yaşla yaşananla şimdi kedi gibiyim miyavvvvvvvvvvv...
Çalıyor benimki...

Hiç yorum yok: