5 Mayıs 2010 Çarşamba

Kaç Semer?

Bu ara yakın örnek, çevremde iki adam aşırı yorgunluktan yıkıldı, ciddi anlamda yataklara düştüler, ateş, bitkinlik ve sonunda tedaviler...
Sebep aşırı yorgunluk...
Malum hayat o kadar koşturmaca ki; sürekli bir yerlere yetişme, bizim evde sabah kalkıp sürekli hadi annecim, biraz acele et annecim, bak seni okula götürüp servise yetişeceğiz annecim...
Sonra ekliyorum mecburen, bak annecim hayat böyle birşey işte, sürekli biryerlere yetişmek zorundayız ve bunun için sallanma lüksümüz yok ve sen de işlerini olabildiğince çabuk yapmalısın...
Belki benim çocukluğumda da böyleydi ama annemin yetişeceği bir yer olmadığından bu kadar sıkboğaz etmezdi beni...
Bir yandan da çok üzülüyorum, hafta içi koştur koştur yetiş, hafta sonu yok cimnastik dedik ona koştur...
Daha çevreden diyorlar cimnastikten çıksın yüzmeye de gitsin...
Oldu daha nereye yetişsin bu çocuk?
Aslında baştan demem şu ki; hayat hani iki kişinin paylaşımı amacıyla birleştirilen hayat oluyor ya evlilik denen resmi yazışmanın altına atılan imzayla...
Sonrasında erkeğin kendini yayması, kadının ırgat gibi çalışması...
Kimi evde bu tabir-i caizse ki teşbihte hata olmaz, benimki kendimi anlatmak tamamen, erkeğin üzerine biniyor kimi evde bende olduğu gibi benim...
Sağolsun benim bey üç kızın içinde tek erkek, dolayısıyla suyuna kadar önüne gelmiş ev anlamında çalışmaktan bihaber, bir de üzerine yoğun iş hayatı da olunca bahanesi de kendiliğinden hazır çok yoruluyorum, zaten senin işin rahat...
Evet benim işim rahat dönemsel olarak ama benim de öbür taraftan ırgatlığım başlıyor, çocuk ev işi, dışarı işi, sık sık seyahatlere gidişinin yıkılan tarafın üzerimdeki yükü...
Bazen diyorum ben alıştırdım, en basiti çayının şekerine kadar koyup karıştırıp önüne koymak ve yerinden kalkmasın koltuk soğumasın maksatlı semerlerimi çoğaltma işini...
İşte çoğu zaman gıpta ediyorum bu işi erkeklerin üstlendikleri hanelere...
Fakat gel gör ki yetiişme şekli de en büyük etken diyorum, annem de böyle haza hizmetçi ruhuyla donatılmış bir bünyeyken odan çıkan da zevk-ü sefa içinde beylik yapacak değil ya...
Kendim de yapamam zaten, can tezliğinden karşımdakine kıyamamamdan, her işi illa ben halledeceğim dürtüsünden, çok lazım ya...
Ne oluyor ki yorgunluk artık senin kadim dostun olmaktan başka...
Bunun tam tersi olduğu hanede de bu sefer dışardan bakıldığında, nasıl insanlar benim halime üzülüp süzülüyorlar, ben de bu sefer onların haline vah vah diyorum, ayna işte aksini bana yansıtıyor kendi halimi seyreyliyorum...
Fakat şu sonucu çıkarmak lazım diyorum sonrasında, sorumluluklar eşit, paylaşımların birlikte olduğu, kimsenin kimseden fazla paralanmadığı bir düzen oluşturmak en iyisi...
En sonunda da şöyle bağlamak şart, malesef böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah dizelerini söyleyip devam kalındığı yerden hayata...

10 yorum:

Aynur (Küçük Hala) dedi ki...

Fundacım anlıyorum seni
hem de çok iyi :)

Unknown dedi ki...

İşte ben de o semerleri vuranları çok sevdiğimden bu iş çekiliyor Aynurcan :)
bazen patlasam da :)

Yasemin dedi ki...

zaten bu kadar sevilmeseler al kapının önüne koy :))

TATESAL dedi ki...

Ah canım benim tüm kadınların ortak kaderinden bahsediyorsun Fundacım...Yorgunsun değil mi,hemde çok yorgun....nasıl iyi anlıyorum seni anlatamam....Ama yinede sağlık olsun ne yapalım....Sıkma canını eşinide öyle rahata alıştırma azıcık yapsın birşeyler...
Kaç gündür sana yorum giremiyorum sorun vardı galiba bugün ulaşabildim kusuruma bakma hep gönlümdesin...Sevgiler...

Unknown dedi ki...

Olmaz mı Yasemin sevilmeseler :) Allah onların acılarını göstermesin inşallah :)


Tülinim biliyorum gönüllerimiz bir canım benim :)
bizler çeken cefakar taraf :)
Yasemine dediğim gibi Allah onların acılarını yokluklarını göstermesin :)

sufi dedi ki...

"Koltuk soğumasın maksatlı semerleri çoğaltma işini..."pek sevdim." eşşek palan ursan eşek yine eşektir "diye de bir ata sözü var ama, hizmetimiz hakkadır güzel Fundam, unutmaki koca koca develer bile eşeğin arkasında yol almaktalar.Böylece daha sağlıklı kalıyoruz, yoksa köşe yastığı gibi kuluçkaya yatardık.Ama ben yine de bir sabah uyandığımda çay hazır olsun istiyorum.Çok mu şey istiyorum acaba? Sadece bir gün ne olur? aramızda kalsın sevgilerimle.Bir gün görürüm inşaallah.Tontini

Unknown dedi ki...

bir gün o da olur ben Tontinim sağlıkla olsun da hasta yataklarımıza çay olmasın :)
Yalnız şunu doğru diyorsun çalışan demir ışıldar misali koşturmazsak da aynen dediğin gibi köşe yastığı gibi kuluçkaya yatardık :)
Böylesi de iyi belki...
Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

hayat işte fundacım...

herşeyden azıcık dedi ki...

:)))) Bindiler hemde hiç inmemek üzere atasım var atamıyorum:)))

Hasret ve Saz Arkadaşları dedi ki...

işte budur :)))))