30 Mayıs 2010 Pazar

Miniminnacıkken...






Minnacıkken, benden biraz büyük bile olsa herşey, devasa görünürdü gözüme...
Doğup büyüdüğüm babaannemin evinin bahçesi misal, nasıl leb-i derya gelirdi bana, şimdi görsen avuç içi...
Sanki koşa koşa bitiremezdim, oyna oyna derya deniz...
Gençlik Parkı' da öyle(ydi)...
Bütün amcalarımın ve halamın nikah salonunun meşhur köprüsünde çekilmiş bir pozu mutlak var eşleriyle...
Keza yine gez gez bitiremediğim bir mekan kendisi, nasıl sevdiğim, şehir dışından her gelenin ilk başta uğratıldığı baştacı, meşhuuuur Gençlik Parkı...
Binilen oyuncakları, bir çırpıda içilen meysuları, illaki Şişman'ından (Allah rahmet eylesin) yenilen dondurması, masaya gelen annelerin içtiği semaver çayı...
Bugün gidildi, babamın hafta içleri evde olup da canı sıkılmasın mahiyetindeki hafta sonu gezintilerinden birinde, yeni yapılan hatta modifiye edilen anı yüklü parka uğrak verdik...
Buram buram Altınpark, Mogan hatta belediye kokan park olmuş son hali...
Yermek istemiyorum tabi, benim aklımda kalanı eskisi olduğu için yolları altından olsa ne fayda...
Fakat yazının başındaki mevzuya gelecek olursam da bir çırpıda bitti park...
Hatta dedim anneme, anne yaparken küçülttüler mi ne yaptılar diye, bana da bir küçük geldi dedi...
Ya biz çok büyüdük, ya park küçük hakikaten...
Fakat ne olursak olalım, anıları hala kocaman ve canlı olabildiğince...

8 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Ben de geçen yaz sonu ilk açıldığında gittim ve aynı senin düşündüğün şeyleri düşündüm. Çok steril geldi, sanki her an ordaki güvenlik görevlilerinden biri gelip "Dokunma bozulur" dyecekmiş gibi bir huzursuzlukla dolaştım. Hani bizim göl kıyısı çay bahçeleri dedim. Kısacası yenilenmiş, parlamış ama ruhu yokulmuş sanki...
Ek: Üstelik ben oradaki köprüde düğün fotğrafı olanlardanım...

Evren dedi ki...

yahu bugün öğle saatlerinde şişmandan yedim dondurma bir de ilk defa gördüm altınparkı
bulamadım çocukluğum tadını, şaşırdım bak şimdi iyice :))
bi de siz çok güzelsiniz ama çokkkkk...

TATESAL dedi ki...

Fundacım bizde eskiden ankaraya geldik mi doğru gençlik parkına giderdik...Ama 2-3 sene önce gördüm çok üzüldüm,galiba şimdi güzelleştirilmiş umarım daha iyi olmuştur....Küçükken herşey daha erişilmez gelir insana bu bir gerçek....15 yaşında olmak nasıl bir duygu diye hep heyecanla beklemiştim ya şimdi 40 dedik....

Unknown dedi ki...

işte tam da demek istediğim buydu hani altınpark gibi mogan gibi dediğim her yanı güvenlik görevlisi çocuklardan ibaret... ruhu olmayan yer işte daha doğru tespit...
gerçekten mi :) ne güzeldi oranın havası o çelenklerin önünde fotoğraf çektirmesi sonra köprüde hey gidi be :)

Evren sen neredesin be güzelim deseydin hayır neden demedin bak karşılaşırdık :) iki sohbet ederdik :)
ahfta içi gel 19 mayıs ın içine benim yere kahveye beklerim :)
bu arada o senin güzel gözlerinin bakışı teşekkür ederiz :))

Tülinim doğru söylüyorsun ama eski tadı kalmamış parkın ne bileyim gözlerim o eski suda sürülen bisikletleri aradı ortadaki kocaman fıskıyeyi sandalları aradı da aradı pek hazetmedim yeni halinden...

Stil Direktoru dedi ki...

Çok güzel ifade etmişsin canım, fotolar sevgi dolu bu arada ne olur arka planı beyaz ve fontları az daha büyük yap kuzum okunmuyor :(

Evren dedi ki...

bu arada yolum düşerse senin oralara gelip kahveni içeceğim mutlaka, sevgiler...

Evren dedi ki...

ben bursadayım da bursada da lunaparkın adı olmuş altınpark, böyle çakma disneyland girişler falan, ama şişman dondurma duruyordu yerinde, aynı gün aynı yerlere farklı kentlerde gitmiş olduğumuzu duyunca şaşırdım ben haliyle :))

Anne İş'te dedi ki...

hayallerimiz de küçülüyor sanki....

Bu arad az kaldı kardeş gibi görüneceksiniz yakında maşallahh

öperim ikinizi de