25 Temmuz 2010 Pazar

Hani Oruçtan Çıkarsın...

Yemezsin bütün gün sonra iftar ardından boşluk, acaba hala oruç muyum, yesem mi, yemesem mi...
Okul mezuniyetinden sonra oldu bende, yeme yememe mevzu değil tabi, ben şimdi hiç ders çalışmayacak mıyım?
Hiç ödev de yok, vize final oh onlar da hak getire...
Nasıl böyle boş hayat...
Keyfin ötesi durum, bitirinceki boşluk filan hikaye durumun rahatına bakmak hasıl gelir...
Sonrası işte büyüme başlıyor, gerisi hikaye...
Okul, flört sancıları, dersi verdim veremedim kaygısı, yaz okulu...
Onlar geçirildikleri an itibariyle ağır gelirmiş...
Asıl büyüme sancıları daha fenaymış...
İş bulma kaygısı, o bitti evlendim mi, hadi ardından çocuktu ki ben şanslı azınlıktaydım belki de, tedavisiz anne olmak anlamında, şimdilerde sağım solum anne olmak isteyip, bir sürü tetkiklerle boğuşan şanssızlarla dolu...
Sonra büyüdükçe bir önceki neslin yaş ilerlemesi dolasıyle, önünüze sipariş etmeden gelen, tadına bile bakmak istemeyeceğiniz içi tepeleme yemek dolu bir tabak gibi...
Burada geri gönderme, ben bunu beğenmedim değiştir lüksü yok...
O tabak bitecek...
Şimdiki sınav çetin, tabağımdaki yemekler ağzıma tıkıştırılsa da tıkıştırılmasa da bitecek eri geci...
Bittiğindeki küçüklüğümden beri biten yemeğimi ekmeğimle temizleyip yıkanmış gibi görünen ve büyüklerin aferin tabağını temizlersen yakışıklı kocan olur öğütleriyle büyüyen ben, bu tabağı hiç mi hiç sevmedim...
Ben temizledikçe sönmeyen mum gibi, tabak tepeleme...
Tabak sana söylüyorum, bit ama öyle tertemiz ol ki, benim ağzımdan burnumdan tıkıştırılanlara bile amaaan bir şekilde bitti gitti şükürler olsun diyeyim peçeteyle ağzımı sileyim...

2 yorum:

Anne İş'te dedi ki...

kürdan ister misin?

Yasemin dedi ki...

elbet bitecek ve sen üstüne bir bardak değil bir sürahi su içeceksin hiç bir kırıntı kalmayacak ağzında