9 Ağustos 2010 Pazartesi

Dur Durağım...



Memleketimin otobüs durakları, etekli kadın oturmuş da eteği çekilmiş gibi yarım yamalak duruyor...
İşlevsellik namına birşey yok, görselliği de eh denecek ölçüde dandik...
Neyleyim görselliği, işime yaramadıktan sonra...
Bu sellerin hüküm sürdüğü zamanlarda, iki kere yakalanma maceramı durağa sığınayım şeklinde sonlandırmak isterken, hilafsız dizlerime kadar ıslandığım, elimi yüzümü daha saymıyorum, bütün durağa sığınan durakzedelerle beraber o günleri anıyorum yazıyı yazarken...
Anladık ki yağmurdan korumuyor, tepesi yanı yöresi yarım çünkü...
Şimdilerde de kırklı derecelerin hüküm sürdüğü, güneşin tabak gibi tepemizi deldiği zamanların durağındaysa, her tarafı şeffaf cam olan durakların tepesi de cam olunca, olanca hıncıyla yine yansıyıp tepeyi deliyor mu o güneş?
Haydaaa demek ki yaz sıcağının güneşinde de sınıfta kaldı...
Ne anladım şimdi bu işten ben?
Kimsenin belediyeciliğini sorgulamak değil maksat...
Maksat, yapılanın hiç bir amaca hizmet etmemesi, biz bekleyenleri mağdur etmesi...
Velhasıl bu detaydan muzdaribim, bir çok durak bekleyeni gibi...


Hatta ve hatta şurada bir yazı bile yazılmış şimdi fotoğraf ararken rastladığım...

3 yorum:

. dedi ki...

sanırım sadece otobüs durağı muamelesi yaparsak durumu kurtarırız.Şemsiye olarak düşünmemeli:))
bayılıyorum tarzına..

Unknown dedi ki...

masal senin gibi bir "yazan" ın o tarz dediğin benim iki yalandan karalamaya bayılıyorum demesi beni bir şaşkınlık duvarına çarptı sonra hafif kızarıp kendime geldim çok teşekkür ederim :)
Esas meseleye gelecek olursak neden düşünmüyoruz süs için mi içine diziliyoruz anlamadım ki :)
Beklentim mi yüksek benim? :)

. dedi ki...

Fundacım,şimdi senin iltifatında beni duvara çarptı inan.
Asıl mesele,beklentin yüksek mi..
Evet galiba yüksek:))