19 Şubat 2011 Cumartesi

Olmak istemediğim senaryonun istemsiz oyuncusuyken; bir anda peydah olan, umarsız bir "çığlık", eli ayapı kesip, kalbi kütleten...
Sonrası karanlık, nedensiz...
Üzerinde durulması abes, saçma sapan uydurma belki ama yine de gözden yaş getiren, içi küçüklüğe/gençliğe döndüren, eski sevgiliye özlem gibi ağlamaklı, burada bu halde olmamalıyım dercesine çırpınan kuş olsam varsam gitsem...
Gelince değişen birşey olmamış, dağınıklık devam, yarım bırakılmış bardak, toplanmamış sofra, dağınık yatak...
Cam aralık kalmış, perde uçuşuyor...
Ahengi bozmadan, yarım bırakılanlara inat, tamamlamadan çırpıp kanatları uçup gittim sessizce, farkedilmeden...
13.02.2011
23:00


3 yorum:

TATESAL dedi ki...

Maalesef gidemezsin canım gidersen gelipte herşeyi aynı bulamazsın,aman sakın ha...

Ebru dedi ki...

Ne kadar güzel bir içdöküş. 'keşke olmasa' demek gelse de dilimin ucuna (bu yoğunluk üzmüş olmalı) gelmiş ama geçmiş osun demeli.

Adsız dedi ki...

keşke...hayatta sölenmesi gereken en son söz bence.eğer keşke demek istemiyorsak lütfen 2 kez dinleyip 1 kez konuşalım,yapacağımız eylemlerin doğru olduğuna inanmadan yapmayalım.iyiki demek için yapalım bunları.evet her zaman iyiki diyemiorz belki de.ama en azından keşke'lerimizi düzeltip bir daha yapma kararı alalım benliğimzde.hepinize sevgiler :)