10 Mart 2011 Perşembe

Dil varmıyor Başkent Demeye Büyükşehir Demeye...

Allah dağına göre kar verirmiş ya bu seneki kar geçen sene yağsaymış bir felaket olurmuş...
Malum babamın hastalığı, sürekli arabaya ve akabinde kuru yola ihtiyaç duyulması derken geçen sene hastanelere koştur tedavilere yetiş kısmında hiç zorlanmadım çok şükür...
Fakat insanın inanası gelmiyor, tuz döküldü inanmazsanız tadın diyecek kadar geniş hayalgücüne sahip Belediyemin Sayın Başkanı ve bağlı bulunduğumuz diğer belediye ekipleri sükut-u hayale sürüklediler Ankara sakinleri olarak bizleri...
Ne demektir insanların evlerine yürüyerek gelmeleri, çocukların okullarında kreşlerinde mahsur kalmaları, sabah işe gidememeleri, akşam eve dönememeleri yollardaki perişanlık?
Teknik konulardan pek anlamam şehircilikten bilgim internetteki oyunlardan öte değil ama şöyle bir düşününce kızım bile neden temizlemiyorlar deyip de ben tıkanınca cevap hususunda, demek ki bir yerlerde birşey var tamam sürekli söylenmek de iyi birşey değil ama sürekli terane de olmaz ki...
Sürekli tekerrür, her kar yağışı ya da her yağmur...
Tüm kalbimizle dilemekten başka çare yok tabi durumunun iyiye gitmesi yönündeki duyguları...


Her kar ritüelimiz, kim daha yukarı kar topu atacak :)


Leylak Dalı'ndan ders almalıyım kesinlikle bu kadar mı kötü yapılır kardan kadın...

"İstanbul' u dinliyorum gözlerim kapalı..."

Hiç yorum yok: