27 Nisan 2011 Çarşamba

Hakkaniyetli...

Hakikat ne ola?
İkiyle ikinin malum sonuca varmaları mı?
Malum son dediğin nedir ki...
Dört işte altı üstü sağı solu yanı yöresi...
Dört...
Hakikati kim biliyor...
Hepimizin bildiğini saysak, hani bir taneydi hani tekti...
Herkesin hakikati o zaman kendineydi de ortası nereydi...
Çocukluktaki tahta, üzeri çizikli, yaralı bereli sıranın ortasından geçen hayali çizgi miydi?
Hani kolun geçmemesi, defterin kenarının uzanmaması gerektiği, anlamı yüksek ama görünmeyen orta çizgi orta nokta ya da yolun ortası...
O zaman ezberimi alt üst eden, dışardan görünmeyen kati kural neydi...
Hakikatimi yerle bir eden, yenisini bilmediğim, ezberlemekten anlamaktan öte ama davete icabet etmekten kaçındığım...
Hep dur bakalım dediğim, gönülsüz çırpındığım koca okyanusun aslında bir damla su olduğu hakikatini görmek daha ne kadar zamanımı almalıydı ki..?


4 yorum:

Anne İş'te dedi ki...

yada doğru kimin doğrusu?

Unknown dedi ki...

Herkesin doğrusu var...
Enteresan olanı da hepsinin doğru olması kendince...
O sıranın orta çizgisine de kimse değil dokunmak ulaşamıyor bile...

Gezi/yorum... dedi ki...

Hep dur bakalım dediğim, gönülsüz çırpındığım koca okyanusun aslında bir damla su olduğu hakikatini görmek daha ne kadar zamanımı almalıydı ki..?

Pencereden Ben dedi ki...

her zerrenin hakikat ve hakikatin de her zerrede oluşunu idrak etmek, belki de işin özü... her an be an yeni bir mevcudiyette olan... 5 duyumuzla algıladığımız çok dar ve kısıtlı boyutta ve kavrayamadıklarımızda da her an var olan... piramidin tepesindeki tek noktadan aşağıya kadar her katı içine alan BİR olan HAKİKAT!