18 Nisan 2011 Pazartesi


Hep kavga değil mi düzen...
Kaba tabiriyle kavga...
Daha doğrusu tırnak içinde kavga...
Güzeli kavgalardan yara almadan çıkmak...
Yaralı bereli de çocukluğa dair gerçi...
Şimdiki çocuklar yalandan sıyrıldı mı bir yerleri, dünyaları yıkıyorlar...
Yara gidiyor da izi kalıyor bir de hep...
O iz, yarayı unutturmadığı gibi işe gelmeyeni bazen unutmamak da işe geleni, dişe dokunanı...
Vallahi billahi bir rahatlama bir ferahlama!!!!
İyi ki dedirten, keşkeleri unutturan geçmiş, üzeri kekikli, naneli, her çeşit çeşnili mis ot gibi burnuma gelen...
Hatta fesleğeni mıncıklamışım da saçılmış dört bir yana kokusu misali...
Ferahladık maşallah kabilecek o yetti zaten...
Kavgalar yel değirmenine mi, onu ittireni rüzgara mı, kendine mi insanın bilemem...
Tek bilinen ki o da kavganın kişinin kendi döngüsünde olması...
Döngümüz mübarek olsun...

1 yorum:

aysencifci dedi ki...

Funda'm OHHHH! Bende Oh çektim senin-sizin adınıza. Birde o babanla resminin olduğu yazıyla beni öyle kavurmasaydın... Tam olacaktı. Öptüm.