1 Kasım 2011 Salı

Kimseye İsyan Değil Meze Niyetine...

Rakının yanına meze yazım...
En azından ben öyle tahayyül ediyorum...
Rakısı eksik, alkol almamamdan dolayı o da; almak isterdim kimi zaman da işte neyse karıştırmayayım ...
Enteresan hızda akıp gidiyor benim sular, geçtiğimiz hafta bi daha enteresandı, pik yaptı, gariptir sonra o su duruldu, duruk gerçi, cismi yok bu ara...
Sonra yarının telefonunu bekleyeceğim, şu benim dava zımbırtıları vardı, en son yirmi dört bin liralık tazminat davanın duruşması var ne olacak, sakinim ama Allah büyük neyse günahımız çekeriz ,sağlıktan ötesi boş...
Sonra akrabayla, akbabalar arası gittik geldik son dilimde...
İkiye ayrıldıklarını gördük, akbabaların akrabalardan sıyrıldığını...
Hele de babamın gitmesinden, eskisi gibi musluklardan suların foşurdamamasının akbabalar üzerindeki hükmünden; ne menem bir şeymiş meğersem el kiri dediğimiz....
İçine ettiğimin parasının, yine içine ettiğimin dünyasında ne kadar tepesinde olduğunu ve insanların iki kuruş için nerelerini verebileceklerini.... YAZIK!
Babacığımı çok özlüyorum, burnumun direğinde sızısı, kulağımda sesi, rüyalarımda hep... 
Annemle kardeşimle sürekli onu konuşmamız, kah ağlamaklı, kah gülmeli işte içine ettiğimin dünyasının bir diğer cilvesi... Çok mu ettim ki içine?


Rengin Hanım ın mutluluğu sevecenliği bu ara coşkun maşallah...




Arkadaşım gibi, kedi gibi, kuzu gibi, aşk gibi, yavru gibi, ceylan gibi, yandaşım gibi, hayat arkadaşım gibi, sırdaşım gibi, ömrüm gibi, çiçeğim gibi, dünyam gibi, tüm katlandıklarımın sebebi, gözlerine baktığımda gözlerimi sulandıran, kafasını bağrıma yasladığımda oraya yapıştırdığım hiç ayrılmayalım dediğim...
Neler yazasım var neler, kendimi tutmam ortalığı yine duman etmek istemememden....
Ayarsız yazıcıyım ben, annem der, süpürgeye sıçtın dört bir yana saçtın diye...
Lüzumsuz hiç birşey kalmadı yanda yörede orası güzel oldu akrabalar kaldı akbabalar bertaraf...
Eş dost arkadaş kısmı görüşülmese de kalpler hep beraber görüşülse daha iyi olacak ya...
Mutluyum olmamak için deli olmak lazım ya da peynir ekmekle katık edilen akıl...
Şükürlerimi vakit vakit sunuyorum Allah' a daha ne isterim ki...
Ayakların yere basması aklın oturması mı gerisi sineğin vızıldaması ciddiyim boklu deredeki kurbağa vırakları...


2 yorum:

Zeugma dedi ki...

Hayat bu,iniş çıkışlarla dolu Fundacığım. Bazen zirve yapıyor...

Ama şu çizimler var ya. Ömre bedel.
Sabah sabah nasıl gülümsetti beni ve dahi ruhumu...

Unknown dedi ki...

Zeugmacığım inişsiz çıkışsız da tutsuz tatsız birşey olur hepsinin yeri ayrı güzel görmesini bilene tabi :)
O çizimler var ya beni benden aldılar o sabah :)
Öperim...