16 Aralık 2014 Salı

Sandığınız Gibi Bokunda Boncuk Yok Bebelerinizin...

Hafta sonu Gazientep teydim...
En küçük teyzem var orada sohbet muhabbet...

Orada eniştemin dediği bir söz çok ilgimi çekti...

"BİZ ANA BABALARIN ZALİM OLDUĞU DÖNEMDE ÇOCUKTUK...

ÇOCUKLARIN ZALİM OLDUĞU DÖNEMDE DE ANA BABAYIZ..."

Arkadaşlar sevgili buldumcuk ana babalar çocuklarınıza sonsuz verdiğiniz o özgüven aşılama çabalarınız var ya işte o çocuklarınızı olabildiğince saygısızlaştırıyor küstah birer birey haline getiriyor haberiniz yok...

Belki de haberdarsınız da salağa mı yatıyorsunuz ne yapıyor sunuz?
Arkadaş bizim zamanımızda da şimdiki zamanda da primini yitirmeyen bir değer olan "hanımlık beyefendilik" kavramları hala güncelliğini koruyor bilmeyenler için kıyısından köşesinden geçemeyenler için söylüyorum...

Boşa mı demiş büyükler taş yerinde ağırdır diye...
Hanımlık beylik iyidir hani şu twitter tabiriyle hatta candır...

Yapmayın bir yandan siyaseten çocuklarımız için endişeleniyoruz nidaları atıp ortalarda dolanıyorsunuz beyaz yakalılar kisvesi altında bir yandan da geleceğe yetiştirdiğiniz çocuklara bak...

En küçüğünden otobüslerde büyüklerine yer veren gençler hatta çocuklar yok artık...
Apartman komşusunun elindeki torbaya yardım eden çocuk/genç de göremiyorum ortada...
Selamı sabahı saymıyorum bile...

Çocuklarınızın zalimliklerine parmağında oynatma durumlarına prim vermeyin yeni nesil ana babalar...
Hiç birinizin çocuklarının boklarında boncuk yok onu bir anlayın hele...
Çağımızda çok zor edinilen çocuklarınız için çokça şükredin onları birer hanımefendi birer beyefendi gibi yetiştirin...
Ahlak birincil ödevimiz olsun çocuklarımızda Allah korkusu yerleşsin içlerine dozunda mantığıyla, merhameti vicdanı bol olsun çocukların...

Bunları bizler yapacağız her lafa sürekli cevap yetiştiren yaşından beş yaş fazlaymışcasına kılıklarla dolanan bebeler olmasın etrafımızda...

Eskinin çocukları şimdinin ana babaları o zalim dönemin ana babalarımızdan aldığımız terbiyeyi çocuklarımıza vermek hiç zor değil sadece silkelenin kendinize gelin...

Bunu en fazla nerede görüyoruz biliyor musunuz çocuk ilkokula başladığında...
Sanırsınız her çocuk birer anne baba nedir bu böyle kimse onun çocuğuna laf etmeyecek benim ki prenses benimki prens eee hepsi öyle anladık hepsi değerli inkar eden yok...
Ama o bitmez tükenmez şımarıklığa benim çocuğum çok akıllıdır diye dolanan salak ana babalara ne demeli...
Sevgili buldumcuk ebeveyn senin çocuğun da diğer çocuklar gibi zaten akıllı kimsenin itirazı yok çünkü etrafında o kadar çok uyaranı var ki çocuk neredeyse bir yaşına geldiğinde tablete parmağını dokundurduğunda ne olacağını bir müddet sonra biliyor buna sevinmene gerek yok...
Ayrıca unutmamalı ki zekasında problem olan çocuk ana babası olmak da zordur üstün zekalı çocuk sahibi olan ana babanın işi de zordur.

Velhasıl kelam Allah' ın bizlere emaneti olan yavrularımızı en iyi şekilde yetiştirmek boynumuzun borcu...
Ahlaklı vicdanlı merhametli birer hanımefendi ve birer beyefendi olarak...

20 Kasım 2014 Perşembe

Fazla Fazla...

Biz bu  kadın milleti ...
Garibiz biraz da iyiyiz aslında...
Belki de fazla mı iyi
Fazla yufka yürekli
Fazla maziye dalan
Gideni çabucak yürekten atamayan
Yapılanı çabuk unutan, özlemine kaldığı yerden devam eden
Fazla anaç
Fazla fedakar
Fazla vefakar
Kendini her an herşeye hazır tutan
Hemen önüne bakamayan
Ama her hadisede en az üç hamle sonrasını düşünen 
Bıçak kemiğe dayanana kadar ses çıkarmayan
Hemen kırılan
Hemen ağlayabilen
Hemen de atarlanan
İlgiye muhtaç
Sevgiye aç
Bir o kadar da koca kalbinden etrafa sevgi akıtan
Bir gülümsemeyle yelkenleri suya indiren
İki güzel lafa keyiflenen
Fazla duygusal
Fazla verici 
Verici 
Verici
Beklentiyi sıfırlamayı beceremeyen
Umut etmekten yorulmayan
Sevmeyi çok seven
Kalbi yumuşacık

Garibiz biz
Kadınız koca yüreklerimizle...



12 Kasım 2014 Çarşamba

Bitirmeleri fenadır insanın
Önüne sonuna bakmaz kırar geçirir
Baktığım yüz kırmayayayım demez
Bakacağım yüz tükürmeyeyim demez
Acıtır bir de bitmek bitirmek
Saldırır biteviye birbirine
Öyle beylik  süslü sözler raftadır
Gün yüzü görmemişler çarpar yüzüne sakınamazsın
Sen ne kadar dirensen de kırmayayım kalbini diye
O hiçe sayar yaşanmışlığı da emekleri de
Koymaz ortada ele gelen ne varsa
Efendi gibi bitirmeyi beceremez  insan evladı
İlla bütün kredisini bitirecek
İlla kırıp dökecek
Sonu illa kötü olacak

Halbuki ne filmler vardı bitmeleri sadece hüzünlü
Öte tarafını  göstermiyorlardı belki de
Kandırıldık

Bitirmeleri beceremiyor insan evladı........







16 Ekim 2014 Perşembe


Kendi kendime seçtim, arkasını okudum, yorumları okudum...
Şimdi de anlamıyorum iyi mi...
Persormansım şahane değildir, öyle kıvrak olayım filan o tamam da hiç mi yazılan anlaşılmaz, hiç mi anlayamam..?
Emeğe saygıdan bir de vurdurup çalıştırayım kafayı deyip okumaya devam edeceğim...
Ama yazıktır bana da...

15 Ekim 2014 Çarşamba



Belli yaşlar milattır ya öyle der eski teyzeler, kalemi kuvvetliler, şairler...
Yaş olarak anlamaz insan, yol mu yarılandı, yol mu bitiyor...
Asıl yaşattıkları milat oluyor hayatın kendisi bünyede...
Bebeğin büyürken agusu gugusu her yeni yaptığı şaşırtırken beni...
Şimdiler de düşünce kontrolünü öğrendi bu beden böylesine şaşırttı...
Canımı sıkan her nevi düşünceden de insandan da beyinsel olarak def-i hacet edebiliyorum...
Kendi kendime de bıyık altından sırıtıp aferin len deyip elimin yettiği yere kadar da sırtımı sıvazlıyorum...
Gerçi bu hale gelene kadar da yaşanan yaşandı tükenen tükendi de...
Olsun kalan sağlar -hem çoğunlukta- hem bizim...
Hem de benim :)


8 Ekim 2014 Çarşamba

Çok şükür sağlıkla devirdiğimiz onuncu yılın sonunda neler yükledik sırtınanın farkındalığıyla vicdan azabıyla...
Yine şükür yine şükür...

 

1 Ağustos 2014 Cuma





İki kişilik minnacık yaşantının en güzel yanı;
her daim çocukla çocuk olman...
mutlu olman...
dik durman...

28 Mart 2014 Cuma

Şarjın biter mevsim sonu gibi ya da dönülmez artık sandığın yolu devam ederken anlamadan keskin U dönüşünde...
Sonra döndüğün yola alışırsın orada da gidiyorum ne gam dersin...
Giderken giderken bir de bakmışsın ki şarjın da tamam olmuş...


7 Şubat 2014 Cuma

Ha Yendi mi Yendi...



Dr.Oetker markasına çok güvenirim adım dairede Dr. Oetker e çıkmıştı bir zamanlar o derece bağımlıydım ki hala da bağımlıyımdır marka güvenim tamdır kendisine...
Bu güvenden hareketle reklamlarında salınan rüzgar gibi uçan uçuşan Wolke keke ekrandan da olsa bağlandım aklımın bir köşesine yazdım alınıp denensin diye...
Geçen gün kısmet oldu yaptım gördüm ki benimki alçak uçuşta...
Ne kabardı ne birşey...
Şimdi google görsellerden ürün resmi ararken baktım ki yapan yapmış bende bir numara yok...
Kiiii hamur işi pasta konusunda da elime güvenirim, düşer elimden layıkıyla bunlar, e kek bastırmışlığım da yok geçmişimde, anlamadım velhasıl...
Daaa bu düşmedi ben de, şeker yoğunluğu çok olduğundan mütevellid keki bastırdı şeklinde yorumladım ben de, bir de tadı mekanikti böyle ıssırdın mı geçmedi içine dişler...
Beni hayal kırıklığına uğratan Wolke vanilyalı kek bir daha denenememek üzere market raflarındaki yerinde kaldı üzülerek...
Başka deneneceklere kısmet ne yapalım...


22 Ocak 2014 Çarşamba

Her an araftayım ....
Hayır kötü manada değil hep öyle oldu...
Fazla mütevazi oldum karşımdaki önceleri son söylenileni en başta söyler s.çar batırırdım...
Islah oldum şimdi yaş hayat yaşanılanlar çocukla büyüme baba kaybı velhasılı yüze tokat gibi çarpan hadiseler ıslah etti...
Dedim ya çekilir dert değildim bazen baksan bir taraftan, aslıma baksam herkesin herşeyine koşup erkek gibi olmak, erkek gibi yetişmek, sorumluluk almak ziyadesiyle beni kadınlık hormonundan uzaklaştırdı...
Sonra baktım ki tamam ben erkek gibi kadınım da biri de beni eylese hani yaslasam başımı sağlam bir yere içimdeki küçük çocuğa ilgi gösterse hırçınlıklarım biterdi belki bu kadar tokat yemeden önce...
İçime söz geçiremeyişimden doğan öfkem olmazdı ya da şimdiki olduğu gibi öfkemi ilaçlarla bastırmazdım...
Kumaşımı bu kadar ucuzlatmazdım bu kadar efelenmezdim kıymetimi kendim bilmediğimden kimseye de bildirmedim...
Son bağlı bulunduğum kurumda da böyle oldu önce efelendik karşılıklı kimin borusu ötecek dedik ben erkektim ya kendi başıma hasan ağaydım ya cahillik mi desem politikayı mı edebiyle yapamadık desem bitti son bir parça kaldı onda da zamanı gelince son eti kalmış tırnak gibi düşecek o da zamanını bekliyor...
Canlar sağolsun diyorum şimdi sağlıklar yerinde akıl başa çoktan geldi büyüdüm en güzel betimleyeni bu büyüdüm...
çok da memnunum şimdi kumaşımın ucuz olmadığını biliyorum ayaklarımın her zamankinden daha sağlam yere bastığından da haberdarım...
buna da hayat anasını satayım dedim gitti kalan sağlar bizim benim hatta...
yine de seviyorum hem kendimi daha fazla herkesi herşeyi de daha fazla...
esenlikler efendim...

21 Ocak 2014 Salı




Her gece
sesinin duvarından
uçurtmalar salarım gök yüzüne

resim yaparım sokağına da
gidemem
yemyeşil bir dünya gözlerin
gitsemde gelemem
kendime

ismini hecelerim
söyleyemem yanyana getirip
benim yeşilim güneşim
kendime gelişim
gecem ve gündüzüm
zaman yolculuğum...

Ramazan Çam