13 Eylül 2016 Salı

Gidenin oldu mu
Evvela somutuna üzülürsün bütününe gidişine odaklanırsın...
Sonra o somut soyutlaşır gözünde özünde
Hatırlarsın ne var ne yok, geçmişi dökersin, eski fotoğralar gibi geçer gözünün önünden karelerle
O kareleri yaşatmaya çabalarsın zihninde
Zamanla o kareler de siliniverir kendiliğinden
Tutmaya çalışırsın elinde, somutu da gidince ne kalacak elimde diye
Soyutu da silinmeye başlar
Geçmişle ne kadar yaşadığınla ilintilidir hayata bakışın
Tutulur kalırsan kopman da zor olur
Zorlarsın hatta elimde kalan bir bu ne güzeldi diye
Hatırasına sarılayım diye
Sarıldığın da flulaştığında bir müddet sonra
Kalakalırsın
Sanırsın tutunacak bir bu kalmıştı bu da elimden gitmesin diye
Fakat o kadar debisi yüksektir ki hayatının hızı, elinde olmasa bile
Kontrol etmeye çalışsan da yetişemezsin
Zihin ne kadar yavaş aksın istesen de
Akmaz, elinden o somut kaydıktan sonra soyutuna da sahip olamazsın
Bir bakmışsın ki sonra hayalindeki kareler de akmış gitmiş
Ne kadar tutmaya çabalasan da ne çare...
Giden de gittiğiyle aldığı götürdüğüyle
Kalan da ardından hatırlamaya çabaladığıyla...
Kalan ne varsa artık bir zerre-i miskal
Ona sarılır kalıverirsin...
İstesen de istemesen de...