Cidden...
Hangi bloga baksam birşey serili ortada...
Yemekler, faaliyetler, cicili bicili takılar, örgüler, boyamalar, dekorasyonlar...
Bana bir işe yaramıyorum hayatı yalandan yaşıyorum hissi verdiğinizden ne diyeyim bilmem ki...
Seviyorum sizi okumayı, hatta bayıla bayıla...
Daim olsun, maşallah hatta...
Ben de ayak kapsülümü hoplatmışım yerinden, burkmuşum diğer tabiriyle, oturuyorum işimde ayaktayken de topallayarak ayrı hava verdi ağır aksak yürüyüş...
Öte taraftan beş buçuk yaşındaki çılgın bir minik hanımefendinin yorulduğu yere han yapayım kaygısı onun kaprisleri...
Hayır bey kısmını hallettim sanıyorum "sen hot, ben hot, kim verecek bu ata ot" işe yaramadı yaramıyor tecrübe ettik, "ben iyi, herkes iyi" güzel böylesi, maraz doğmadığı müddetçe...
Fakat bu çocuğa iyi de olsan, kötü de olsan, işine gelmediği zaman şeytan ruhlu anne oluyorsun ne demekse...
Ne tumturaklı laflar ediş o öyle, biz zaten bu kadar lafı bize saysın diye besliyoruz, canımıza okusun diye...
Ben hatırlamıyorum annemin benim psikolojimle bu kadar ilgilendiğini, okurdu canıma, şimdinin bebeleri nazende belki de böyle yapan benimdir bokunda boncuk bulmuş tavırlarım...
Halbuki evdeki kötü polisimdir, her zaman disiplinli/şefkatli, korkulan taraf...
Her okul çıkışına gidişim korkuyla, beni görür görmez "çok mutsuzum anneeeee"...
Ulen neyin mutsuzluğu, sanki bana dünyanın yükünü sırtlıyor...
Yalan dolan bir sürü bahane, ee şu an ona da bunlar dünyanın yükü...
Kitaba deftere göre büyütmedim ben Rengin' i, ilk zamanlarki uyku saatleri, yemek saatleri düzenini şimdilerde daha çok oluruna bıraktım yemiyorsa bir sonraki öğünü beklemesi gerektiğini, sorumluluk onda yok öyle ben büyüdüm deyip gezmek :)
Tek derdim adam olması, yalansız, dolansız, inançlı, vicdanlı en önemlisi de mutlu olması...
Mutlu olsun ama çok mutlu ve onu mutlu edecek arkadaşları tanıdıkları...
Bir de her zaman yağmurlu olup yine de adet yerini bulsun belki yağmaz bu yıl umutlarıyla canhıraş hazırlanılan tören provalarının davul sesinden sıtkım sıyrıldı sıyrılacak...