1 Şubat 2009 Pazar
Bu İş Tamamdır...
Gamzedeyim Deva Bulmam....
Ocak bitti bitiyor 1999 Bolu son sınıftayım...
Sabah uyanır uyanmaz radyoyu açarım illa... Baktım o saatte olması gereken insan yok ard arda Barış Manço şarkıları çalıyor radyo... Ne hikmetse dedim ki kendime "hayırdır öldü mü ki böyle şarkılar peşpeşe" dedim ardından spiker başladı anlatmaya...
Heyyamola Hey de Heyyyyy :)
Bir sürü anlatacak var...
Saydım üç tane, olsun bir sürüye girer birden fazlası. Cuma günü Pub vardı kudurduk, güldük ama ne gülme, zaten garsonlar da tanıdılar artık bizi, dip bir masa hazırlıyorlar ki o kadar hatunun gülmesi kahkahası kimseyi rahatsız etmesin diye...
Pub ın da muhabbeti ayrı, hani erkekler bir araya gelince ne geyikler çevirirler, biz de ayda bir kısa süreliğine de olsa şefkatli anne, ciddi çalışan kimliklerinden sıyrılıp her türlü muhabbete kılığa giriyoruz valla ne diyeyim :) Yani hatta bir ara arkadaşın teki almış benim makinayı eline masanın altında çekiyordu eeee içlerdeki çocuk hala barınmakta :)
30 Ocak 2009 Cuma
Her Ayın Son Cuması...
Öyle Çok Çağırıyorum ki...
29 Ocak 2009 Perşembe
Biliyorum... (Öykü Atölyesi Fotoğrafın Dili)
Biliyorum gecenin ertesi sabah, yağmurun arkası güneş, yokuşun arkası iniş... Biliyorum puslu da olsa yer gök güneş kendini gösterecek, yırtacak pusu / kötüyü... Biliyorum diye bu kadar emin düşünüp de kendime güvenin bile bir kudreti vardı ama geçende kaldı... Düşük şimdi omuzlarım... Kudret? Bıraktım onu çıktığım yerde, şimdi yola koyuldum ısınana doğru, belki eski kudret geri gelir kimbilir? Ama... Ama... Bir gün biliyorum... Bütün bildiklerime "biliyordum" diyeceğim...
Hata veren film linki...
Sonunda İzledim...
Şeker Hediyem...
Canım kuzenim Erhan hazırlamış bana sürpriz... Hele illa evlilik yıldönümünü, doğum tarihlerimizi sormasında varmış bir hayır :) Olumsuzlukların üst üste inatla yığıldığı şu dönem iyi geldi bana :)
28 Ocak 2009 Çarşamba
Sayfa 161 Cümle 5
Enerji ve Huzur mimlemiş beni daha önce yapmıştım ama yine olsa yine yaparım :)
Çantamdaki kitap kendisi, otobüs yolculuğunda yanıma arkadaş, henüz 65. sayfadayım ama 161. sayfası 5. cümlesi şöyle diyor...
" Sevgi nedir, bilmişim"
Adaletin Terazisi Hassas mı?
Rengin dört aylık, o dönem lohusalık malum başımda puslu bulutlar, arada şimşekler yıldırımlar tabi zor süreç...
Kasım ın sonu sene 2005 ama o tarihte de Rengin 1 yaş 2 aylık... Sadede gelirsek
Suç tarihi ve saati : 12/11/2005 geçiyor kayıtlarda...
O dönemlerde bir taciz benim cep telefonuma ama yaklaşık bir ay gece, gündüz, sabaha karşı, alakasız saatlerde nasıl rahatsız ediliyorum sessiz telefonlar sonra bir seferinde bir küfür silsilesi ki rap şeklinde, emek verilmiş uğraşılmış...
Allahtan bizim Bey şahsına münhasır gerçekten adam gibi adam çok olgun davrandı hep beni teselli etti...
Fakat bende de bir huy var tövbe bir davranışın, yanlışın altında kalmam susup oturmam...
Üşenmeden adliyeye gittim şikayette bulundum... Turkcell den arayan numaralar ve saatleri belirlendi... Derken ileri zamanlardan birinde mahkemeye çıktım hakime söyledim onda da "bir cep telefonu rahatsızlığından bu kadar tantana yapılır mı " tavrı...
Malesef ki numara ve sahibi tespit edildi, fakat isim var cisim yok... Savcı da diyor ki bana bu işin peşini bırak, bu birşey değil millette ne dertler var onlar çözülemiyor bundan ümitli olma...
Veeeee dün posta kutumda bir kağıt, muhtara bırakmışlar zarfı bu sabah elime aldım beni dehşete düşüren şu satırları okuduk Beyimle dikkatle:
"Sanık Nurten İlknur Civan savunmasında; üzerine atılı suçu kabul etmediğini, iddianamede belirtilen 537 8218231 nolu telefonu olay tarihine yakın dönemde kullandığını, ancak müşteki Funda' yı tanımadığını, küçük oğlu Efe'nin rahatsız olup telefonla oynarken müştekiyi arayabileceğini, olayda bir yanlışlığın söz konusu olduğunu ve müştekiyi araması için bir nedenninin olmasığını, suçsuz olduğunu savunmuştur."
PES!!!!
Sen nasıl bir annesin ki küçük oğlun Efe sabaha karşı elinde telefon benim numaramı tuşlayıp sürekli aradı? Bu nasıl küçük oğlan ki gecenin o vakti ayakta? Peki madem beni tanımıyorsun tüm bu olaylar olurken ki aradan üç koca sene geçmiş madem aç bir telefon bana bir pardon de özrü de geçtim....?
Sonuç:
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle:
Sanığın üzerine atılı suçı sabit olmadığından CMK' nun 223/2-e maddesi uyarınca BERAATINA.........
O zaman sevgili terazi, zaten senin hassasiyetine hep şüpheyle yaklaştım şimdi hepten beni haklı çıkardın...
***** Tacizde bulunan madem beraat, gıcık olduğunuz herkesi taciz ediniz, suçlu bulunursanız ki tamamen masumane, zira emsal teşkil edecek belge elimde veririm size...
26 Ocak 2009 Pazartesi
Hayat Bu Ara...
25 Ocak 2009 Pazar
Bir Ev Buldum Bakalım...
23 Ocak 2009 Cuma
Evimin Hırsızdan Sonraki Hali :(
22 Ocak 2009 Perşembe
Öylesine...
Bugün yazma isteğini içimde barındırmıyorum...
Sordum İdare' ye "boşver yazma o zaman konu-komşu oku hatta yeni komşular edin yorum yaz takıl bugün izinlisin" dedi...
Resim mi? Haa hiç birşeyle alakası yok sırf beğendiğimden...
21 Ocak 2009 Çarşamba
"Kuvvetim"
20 Ocak 2009 Salı
Çek Beni Gizliden Gizliden...
18 Ocak 2009 Pazar
Gül Gitsin ...
Devrelerin karıştığı anlar oluyor zaman zaman... Kablo uçları birbirine değiyor, ışıklar saçılıyor uçlardan, nefes kesen gösteri, havai fişekler... Alabildiğine rengarenk, alabildiğine karışık, bu ihtişamın altında da sıkıntı var aslında... İyi birşey gibi anlatıldığına bakmamalı... Devrelerin düzelmesi, değen uçların yerlerine yerleşmesi, gösterinin de sonlanması lazım... Çünkü hayat devam ediyor, eski düzeni tutturmak lazım... Arada olan bu gösteri de gerekli "devam" için "devinim" için...
Bu ara "devam-devinim" boşver amaaaaan hayata bakıp gülümsemeli yine de...
Sonuçsuz kalan herşeye, buna başlasaydım ucundan buna tutunsaydım dediğimiz her öyküye, yanlış seçimlerin acısıyla kıvranmanın her "boş" luğuna, gidenlerin hepten gitmesine, muhteviyatı ne olursa olsun kocaman hayata gülümse gitsin...
Köfte... Hem de En İçlisinden...
17 Ocak 2009 Cumartesi
Nokta Atışı Dua...
16 Ocak 2009 Cuma
Sevgili Günlük...
Bugün güzel geçsin umuyorum hepimiz için...