20 Eylül 2009 Pazar
Bak Hocam...
16 Eylül 2009 Çarşamba
Haberi Mübarek Kadir Gecesi Aldık Sonucu Mübarek Cumaya...
11 Eylül 2009 Cuma
Hızlı Tren Uçar Gider...
Hafta sonu tatili münasebetiyle yazanımız Eskişehir' de olacağından meydanını boş bırakacaktır...
Arz ederim...
Nesi meşhur ki acaba, blogger var mı tanışabileceğim, nere gezilir, ne yenir, ne içilir?
Hııım ben biraz geç yazdım sanırım neyse ben bakarım yorumlara o zaman...
10 Eylül 2009 Perşembe
"Kuru" Demeç...
9 Eylül 2009 Çarşamba
Baştan Söylüyorum İnsanları Küçümsemek Değil Benimki...
8 Eylül 2009 Salı
Sayın Tacizci Kabul Buyurursanız Sizi Bir Miktar Hadım Etmek İstiyoruz da...
4 Eylül 2009 Cuma
Özgürlüğün Yegane Bekçisi, Yasaklar...(Oyun Atölyesi Kelime Oyunları)
Çekirdeğimin Kabukları...
Kabuklarını nereye atacağım derdi olmadan çekirdek çitleye çitleye, denizi seyretmek ister gönlüm, öyle de çok olmalı ki meret, bitme derdi de olmasın...
En heyecanlı yerinde ortada koymasın beni...
Ağzımın kenarına yapışan kabukları tüküreyim esintisinde havanın, kıvrıla kıvrıla savrulsun gitsin...
Hatta arada kızın ateşi de geçmiş olsun, ben çekirdeğimi çitlerken kıyıya sırtımı vermiş...
2 Eylül 2009 Çarşamba
İnsan Gördüm Birçok...
30 Ağustos 2009 Pazar
Efendim Huzurlarınızdaaaa...
Ocakta Semizotu...
29 Ağustos 2009 Cumartesi
"Gel Bir Öpeyim"
Çocuklar sevgiyi o kadar iyi algılıyorlar ki, samimisini, eğretisini ve ona göre tepkilerini direk veriyorlar, ne güzel bizim gibi uğraş vermiyorlar, kırıldı mı aman küser mi şu mu bu mu demeden...
"Arkadaşlarının adı ne"
Aklıma Gelmişken...

Her dakika aklımda, hala içimden geldiği gibi den bir mim var borcum, evinizin en sevdiğiniz köşesi gibi köşe bulamadım ki sevecek, toptan bir sevme durumu bendeki...
Şimdiki bu dalga her blogda mutlaka var, işin kötüsü mim cevaplanır cevaplanmasına da sevdiğin 7 şey...
Düşün dur valla, ilk aklıma geleni yazarım düşündükçe çıkamam işin içinden, o yedi olur bana yedi yüz...
Dolunay ve Manii bu yaratıcılığımı, gözümdeki ışığı, yazılarımdaki sarsaklığımdan keşfetmiş olacaklar sağolsunlar...
Sorarlar adama sevdiğin yedi şey diye...
Sevdiğim yedi şey valla benim kafam yerinde olursa takacak birşey bulmadıysam huzursuzluk yoksa, kalpim mutluluk pır pırları ederse, herkes sağlıklıysa baktığım her yerde yeşeririm, her şeyi severim...
Bir arkadaşım vardı polyanna gibi her durumdan bir artı çıkarmasını bilir, gerçi kendinde değil bende :) Şimdi ben de onun gibiyim, sevecek o kadar çok şey ve şükredecek o kadar çok sebep var ki, her şeyi seviyorum yediden yetmiş yediye, 7/24 hem de...
27 Ağustos 2009 Perşembe
Yine Bir Gün Hiç Unutmam / Annemin Sürpriz Yıkışı...
25 Ağustos 2009 Salı
Hiç Unutmam Bir Gün...
İznim de Tatilim de Evimde...
21 Ağustos 2009 Cuma
Girdim Rehavetine İziiiiiin...
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Depodan Hatıra Kalan Çok Olacak...
"Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir."
Günümün Güldüreni...
- Alo
- Buyrun
- Efendim ....'dan arıyoruz...
- Buyrun
- Eee koli geldi, malzemeler aldık onları ...
- Evet güzel
- Yazmış olduğunuz ........... çıkmadı koliden...
- Evet
18 Ağustos 2009 Salı
Gölgelerin Gücü Adına...
Hayat hakikaten yaşaması uygulaması yürütmesi zor kurum, evlilikten de zor hatta...
Kendim bizzat şahsen ben, kimi zaman belim bükülür gibi olup da Şems'in kuyusu gibi gittiğimde ırak diyarlara -ki okuyucu cümle içlerindeki çeşitliliğe dikkat her yerden pas atabiliyorum ayıptır yazması- çıkılması güç gibi görünse de, o bile bir dinlence bir bakıma...
Yani benim mabedim o kuyunun dibi, henüz kafamda belli bir şekli yok, kuyu işte bildiğin, kör olmayan açık dibinde hafif su birikintisi olabilir, o konuya gelmedim daha nasıl bir yerde bulunur onu da tahayyül etmedim, kuyu dedim çıktım bir ara resmederim beynimde, yazarım meydanda...
Nerede kalmıştım haa kuyu, periyodu belirsiz, çeşitli etmenlerin itimesi sonucu veya baktım etrafta ses gürültü çok, haydi derim bana eyvallah çağırır beni, su birikintisi Şems'in yeri...
Efendim hayat tabir-i caizse hayli boktan... Demeden imada bulunmuştum ya şimdi aleni diyorum hakkaten boktan, ziyadesiyle kuyudayken öyle göründüğünden...
Yıllardır tanınıldığı sanılanların birden kabuk değişimleri, bunu babamın iş yaşantısında da kendi iş yaşamımda da sıkça tecrübe etmekteyim şükür...
Hoş insan kaç yıllık kocasının bile yeni yeni huylarıyla tanışırken günbegün, benim bunlarla karşılaşmam normal ama normal olmayan benim bunlara hala ilk günkü şaşkınlık tepkimi verebilmem...
Aslında benim tepkim tamamen "Aaaa ZAVALLILAR!!" tepkisi...
Yani bir nevi "yazık sizi adam insan evladı sandım" tepkisi...
Şimdi yine yine ve yine önce sağlığa şükür sonra varlığa...
Sonra hatta bu çeşitliliğe de şükür ki başka ciddi dert vermesin Rab...
Sonra haftaya izinliyim, Deniz kızı ve teraziyle üçlü bir terapi, bir sac ayağı durumu yapıp da bir he-man nidalarıyla çıktık mı ortaya heeeeeyt...
İyiyim iyi ama bu sefer de yine yeni gelişmeler var bakalım haydi rastgele...
Aman kuyusuyla dibiyle tabanıyla ve hatta tavanıyla öyle böyle gidiyor yürüyoruz işte boktan filan da işte yine de SEVİYORUM!
Ve deeee Elvis' i de...