Ömrümün en güzeli...
Yine de anlatamam sana sevgimi annem...
Senin emeklerinin karşılığını değil ödemek, düşüncesi bile aklımdan geçemez ki annem...
Öyle kötü bir huyum var ki...
Herşeyi ister heveslenir başına geçer hevesimi aldım mı sıkılırım evet maymun iştahlıyım ben...
Kendimi grup terapisinde sandım bir an, ecnebide olur ya yuvarlak şekilde sandalyeler konulmuş, herkes ben buyum, ben şuyum itiraf ediyor, sonra başlar sallanıyor helal olsun manasında, fonda alkış güruhu...
Ben de evet itiraf ediyorum sandalyemden ayağa kalkıp, alkış lütfen...
Küçükken de reklamlarda ne görürsem isterdim ama alakalı alakasız, buzdolabından tutun araba lastiğine kadar...
Rengin de bana çekmiş sırf "bana da alır mısınız" demesi kafi...
Yalnız o kötü huya karşın, şöyle bir güzellik var karşısında, tezat...
"hıı tamam alırım" deyince susuyorum, hala bile :)
Rengin' de öyle şimdi...
Ben bunu bizim Bey de oturtana kadar canım çıktı "ya diyorum he de geç ben o zaman susarım". Başlarda garip geliyordu " o zaman isteme" yok onu da bünyem kabul etmiyor... Alıştı şimdi de "tamam" diyor, geçiyoruz...
Misal, şimdi dikim zamanı başladı ya, fideler meydana çıktı, her yerde bir tohum, bir ekme biçme, toprak satışları, bir el atmak lazım...
Aslında iki sene önce de aynı halta kalktım ben, kilo kilo toprak taşıttım Beye, yazık o da birşey olacak sandı sonunda... Sonra balıkçıların hani balık koydukları beyaz strafordan kapları vardır, en uygunu onlardan aldırttım eve geldi...
Balkona koyduk domates, maydanoz vs. bir kaç birşey ektim...
İlk heves suladım filan e yine suladım yine hiç bir gelişme olmaz mı beni de teşvik edici...
Olmadı cılız cılız maydanozlar bir türlü çiçek vermeyen domates...
Ürünümü yiyemeden heba oldular anlayacağınız...
Üzerine bir de o strafor kaplar tabi toprakla da doldu oldu mu sana, zebellah gibi ağır... Haydiiii Bey bunları taşısan bak balkon kepaze oldu da diyemiyorum. Yedim bir halt kendim temizlemem lazım...
Ama insaf, vicdan ve bilumum insani vasiflara sahip sevgilim Bey artık onları sırtladı da attı... Bir dolu laf yedim o kadarı da hakettik...
Şimdi efendim yenilen pehlivanın güreşe doymadığı hadise bende de vuku buldu bu sene, yine dürttüler beni ekim dikim işine atıldım hayırlı uğurlu olsun...
Menümüzde cherry domates, köy biberi, roka, maydanoz, çilek var... Bir de kokusuna öldüğüm fesleğenim...
Bu sefer bu hevesimde sebat edeceğimi umuyor mahsülden yemek üzere bilahare beklerim efendim...
Biber ve çilek ekilemedi toprak yok kap yok :)
Bilmiyor muyum?
O kadar can sıkacak konu var ki ararsan üzerinde efkarlanacak hatta…
Oysa biliyorum ki… amaaaaaan defet başından bulutların kara olanlarını…
Efkar efkarı üzüntü üzüntüyü çağırıyor her daim…
Bırak para parayı, sevinç sevinci çağırsın…
ömür dediğin iki günlük değil mi yarına ne olacağı belli olmayan,
O halde ne bu surat asıklığı ne menem bir somurtma
Küs müyüz?
Yok yok tövbe kabul etmem…
Ben seni sen beni severken hayat da bu kadar güzelken, gel yamacıma geeel, öpelim yanaklardan hatta alalım üzerine birer makas bitti gitti tamam bu kadar işte…