Bu hissiyat deryasını, mutlu - mutsuzluk durumunu, ucu bucağı olmayan deniz hatta okyanus gibi görüyorum...
Gerçi şimdilerde daha düzene girdi de, bir süre öncesine kadar sevinince ölümüne kadar, üzülünce de geberene kadar durumu hasıldı...
Gerçi bu benim verici duygularımın, samimiyetimin de öyle tabi bu kadar yüzü yumuşaklığımın sonu taş kaya...
O zaman dibime kadar kazmayacaksın beni, zaten yüzüm yumuşak ne demeye eşeleyip duruyorsun da .okunu çıkarıyorsun ey ne desem hakeden insan evladı!
Allahtan hala yüzüm gözüm yumuşak da, ama beni kazıp kazıp da suya değil de o sert kayaya ulaşanada, daimi kırmızı kartı çıkarmak boyun borcu, öyle tek maç cezası değil benimki...
Bu saate kadar amaaaan ne kasmışım kendimi koy ............. gitsin.
Eeee müstakbel hayat ve ey müstakbel hayatın nadide, aklı evvel insan evlatları, buyrun eserinizim ben...
Ne güzeldi her şeye he diyen, her türlü şakayı da lafı da kaldıran, hazır semerli bir eşek vardı...
Ne zamanki kazdın kazdın, illa hidrojen bombasını patlatacağım dedin inatla( Lost 5. sezon final sahnesi), sonrasında çıkan sese de şaşırmayacaksın....
Hayır ben hırt kadınım, öyle sevimli sevimli gülümseyerek konuşmasını beceremem, kızdım mı Kadir İnanır ın kaşlarını takınırım ondan daha iyisini de yaparım...
Öyle ince konuşayım aman ince yazayım, yok bende dan dun giriyorum en son söyleneceği başta söyleyip ............ batırıyorum...
Yorumlarda da böyleyim, sanki kırk yıllık tanış dilimden anlayacakmış gibi döşüyorum, Allahtan sevgili blog sahibeleri beni alttan alıyorlar...
Yoksa ben öyle çok gülümseme şekilli cümleler kurmam, yazıda elim alışmış gayri gidiveriyor kendiliğinden, iki nokta üst üsteye, sonrasında parantezin sağ kanadına...
İşte kazıp da sonunda ulaştığın kısmım, bu evlat!
Haaaa!!
Benlik birşey var mı yooook! Billahi de...
Bilakis kafama tüküreyim diyorum, anca mı akıllandın illa bu kadar kazığı yemen mi gerekiyordu...
Herhalde öyle ama başa gelen yılların beni hafifletmekle kalmadığı gibi aklımı da başıma getirdiği kesin...
Yalnız ilk iki cümleden konuya girdiğim mevzuyla, sonunda vardığım nokta apayrıdır söylemeliyim...
İkinci cümleden sonra nasıl kendi kendime verdiysem gazı, nasıl gazeplendiysem gitti kendiliğinden...
Sonra bir ara o ilk iki cümlenin de mevzusuna girerim aklımda olsun da...
Bari yazıya da uygun bir gülümsemeli fotoğraf bulabilirsem....
(Bulamadım)