Kendi pilimizin bitmesi durumunda nasıl şarj olacağız...
Bir haftalık yalandan tatille mi?
Kesmez...
Yani onu bulamadığımdan mı? Yooo ne bileyim, git gel üzerine o bir haftanın yorgunluğu yığılsın kalsın üzerinde, bir yalandan hengame, bavul aç hepsini dök şaç şeklinde baktığımdan hadiseye, bana pek uygun gelmedi hiç...
İsteğim, hayalim, düşüncem, şöyle çevresi bol tanıdıklı bir ev olsun, adına yazın kullanıldığından yazlık denilen...
Sezon başladığında gidilen, millet dağıldığında da hava bozuldu haydi evlere diye evimize döneceğimiz bir yer olsun...
Çocuklar dolansın etrafta, habire değişmez "gün" yemekleri yensin, kısır yensin, patates salatası yensin, kek olsun en kabarığından sonra börekler, özellikle kızartılırken içinin peyniri dökülmeden olsun ama sigara böreği olsun...
Benim cümlelerimin uzunluğu gibi olsun günler de...
Sabahı ayrı sürsün kahvaltı öğlen yemeği birleşmiş uzunluğunda, öğleden sonraları öğlen uykularıyla rüyalarla süslensin, üzerinden hafif esinti, pikenin üzerinde yarım yamalak sarındığı...
Sonra cıvıl cıvıl olsun her yan, çocuk sesleriyle, okey taşları, tavla zarları şıkırtıları sarsın her yanı...
Çay koksun, mangal koksun, rehavet koksun hava...
Hiç gazete okunmasın magazin olmasın haber dinlenmesin...
Pamuk şekeri gibi olsun...
Olsun da olsun işte...
Salı hakkaten sallanan gün, bir geçmez bana, pazartesi su gibi akarken salı sallana sallana saatin de ilerlemesini engeller namussuz, ondan mı acaba bendeki bu ruh hali...
Olabilir tabi o da bir yaklaşım...