3 Haziran 2009 Çarşamba
Basılmış, Ezilmiş Yağmur Öncesi...
1 Haziran 2009 Pazartesi
Yeni Bloglar Tanımam...
maydanoz
Net aleminde tanınan ve mıncıklanarak sevilen, o yüzden de canı çok yanmış blogzede biri. Maydanoz kendi çapında tamamıyle yekpare gönüllülük esasına dayalı, blogların açık dizinidir. Maydanoz blog seçiminde objektifliği ön plana alır, bir de çalışan blogları. dmoz'a kapak olsun.
Aferin Acun! Bravo Medya! Tebrikler Tema Vakfı!
Bir de hep isterim ülkemin evlatları kardeş kardeş olalım, el ele verip kim düşkün kim ihtiyaç sahibi yardımlaşalım, bizim bizden başka kimimiz var...
Sonuçta nasıl geldik bugünlere kardeş olmuş herkes, tek vücut olmuş cephelerde...
Şimdilerde düşene dönüp bakılmıyor, adres sorana itibar etmiyor kimse de çekip gidiyor...
Nedeni gayet açık, devir kötü...
30 Mayıs 2009 Cumartesi
Baştan Demişim...
29 Mayıs 2009 Cuma
Bende ki...
28 Mayıs 2009 Perşembe
Allah Kahretsin Senin Gibi Anayı!
Burada da haberi var...
27 Mayıs 2009 Çarşamba
Boşa mı Fikrimiz Mühim?
Kaç Çöp Soksam Duvara?
26 Mayıs 2009 Salı
Laf Açılmışken...
Uzar gider bu yazı bendeki bu çene oldukça.....
25 Mayıs 2009 Pazartesi
Sabah Sabah...
22 Mayıs 2009 Cuma
Gidesim Var...
21 Mayıs 2009 Perşembe
Tatlı Ara...
Süt Günü...
İçine benim gibi 1 su bardağina fazla nesquik kaçırmadan olursa, hani kalori açısından masumluğunu yitirmesin...
20 Mayıs 2009 Çarşamba
Annem Dedi ki;
18 Mayıs 2009 Pazartesi
Kimbilir...
İnadına...
15 Mayıs 2009 Cuma
Misafirim Ağır Bugün...
Bu sabah küçük hanımla birlikte servisimize bindik, iş yerine geldi...
14 Mayıs 2009 Perşembe
Haydi Sabah Şükürleri...
13 Mayıs 2009 Çarşamba
Bulanıktım ama...
12 Mayıs 2009 Salı
Sevinsem mi Üzülsem mi :)
Bizim Reno cacığı çok sever, ayıptır söylemesi...
Cacık da öyle bildiğimiz naneli zeytinyağlı filan değil, yoğurt-su-salatalık karışımı yalandan cacık, öyle seviyor hanım...
Bir tane salatalık kalmış evde, onu hanım kızımıza yapınca, belki bizim evin büyük oğlu da ister mahiyetinde, telefon açtı babasına Rengin, salatalık al baba gelirken diye...
O da, tesadüf hafta sonu şehir dışındaydı, oradan salatalık alınmış bir miktar, getiriyormuş zaten eve, torba elindeymiş telefonla konuşurken...
Sonra çaldı kapı, açtım, "hoşgeldin canım hayatım işte bilumum sözler" dedim...
Durdu baktı yüzüme:
"Sen ne kadar da temiz kalpliymişsin"
Dedi...
Güldüm... 6 seneden beri kalbimin durumunu anlamayan, karşımda elinde bir torba salatalıkla duran, beyefendinin sarfettiği bu lakırdıya, üzülsem mi sevinsem mi bilemedim...
11 Mayıs 2009 Pazartesi
Ruhum Arabesk...
10 Mayıs 2009 Pazar
Gül Çiçek Kokan Yanakları...
Anneler günü babalar günü sevgililer günü aynı kategoride bence...
Bu işten karlı çıkmıyor muyuz, evet şimdi bizim bey, sonra büyüyünce eli para tutunca yavru alacak hediye, huzurevindekiler hiç olmazsa bugünde görebilecekler evlatlarını, çocuk esirgeme kurumundakiler yalandan da olsa yaşayacaklar bir günlüğüne, gönüllülerin ilgisini, uzak sıcaklıklarını, aranmayanlar aranacak falan falan...
Annelik o kadar muazzam bir olgu ki, bunu ancak anne olanlar anlayabiliyor derinlemesine...
O yüzden anneler günü, babalar günü, sevgililer günü.... Bunlar, birilerini dürtükleyip, bak işte bugün haydi al çiçeğini, hediyeni git ziyatret et, telefon aç, görevini ifa et, uyarısı günü...
Hele ki annemden dün öğrendiğim, kardeşimin arkadaşı, 30 yaşında henüz bir sene olmamış evleneli, ailesinin tek çocuğu İlker' in MS hastası olduğunu öğrenmeleri... Nice yavrusunu kaybetmiş ya da annesini kaybetmiş tanıdık tanımadık kimselerin var olduğu aynı havayı soluduğumuz şu hayatta, sessizce, kalbim neşe dola dola, çaktırmadan ama ettiğim, her sabah varlığına şükrettiğim annemin ve nice ellerinden öptüğüm annelere, sağlıklı, sıhhatli, uzun hayırlı yıllar diliyorum, tüm sevdikleriyle varlık, bolluk, bereket içinde...
9 Mayıs 2009 Cumartesi
"Ne Demeye Hala...."
8 Mayıs 2009 Cuma
Sedasyon 200... Yarım Gün Yatış 75 TL cik...
7 Mayıs 2009 Perşembe
Güne Başlarken...
Fotoğraf da anca, kararmaya az kalmış...
6 Mayıs 2009 Çarşamba
Kakara Kikiri...
Sanki kırk yıllık tanış...
Bir sohbet, bir muhabbet...
Gün gibi, hem de iş yerimde, bir ara bizim daire başkanı aldı sazı eline baktık gözünün içine gitsin diye ki bizbize kalalım...
Kahveler, çaylar ve kocaman papatya buketim...
İyi ki geldiniz, iyi ki tanıştık...
Bana çok iyi geldi...
O zaman darısı diğer arkadaşlarla da buluşmaya...
Toplaşsak mı ne?
Fotoğraflar iş yerinde, sekiz aynı poz, sekizi de birbirinden fena, birinde ben berbat çıkmışım, yok midem, yok saçım, yok bakışım diğerlerini hiç söylemeyeyim...
Artık flu filan koyarım, tek net fotoğraf papatyalar olur herhal :)
Geliyorlar...
Kıyımda Kalanlar...
5 Mayıs 2009 Salı
Yaparım Her Sene Gül Dibine...
Siz Siz Olun...
4 Mayıs 2009 Pazartesi
Atak...
1 Mayıs 2009 Cuma
Cuma Tadında Perşembe...
Can Dayanmaz...
30 Nisan 2009 Perşembe
Tatil mi?
29 Nisan 2009 Çarşamba
İşte "ben" Konuşur Öyle...
28 Nisan 2009 Salı
Kaçış mı? Sığınma mı? ("Hatıralar" Öykü Atölyesi)
Benim O :)
Hani Olur Ya?
24 Nisan 2009 Cuma
Bol Katılımlı Akşam...
23 Nisan 2009 Perşembe
Yanıyorum Ben ...
22 Nisan 2009 Çarşamba
Dünya' nın Özel Günü...
- Bugün içine özenle, bile bile, gözüne baka baka, içine ettiğimiz, dünyanın günü... Takvim 22 Nisan "Earth Day" gösteriyor... Ne demekse? Sevin mi diyor beni, içine etmeye devam mı edin diyor, çocuklarınıza çöl mü bırakacaksınız diyor, her gününüz dibe vurarak mı geçsin diyor, beni batırdınız, siz de mi batın diyor, anlamadım... Kutlu olsun sevgili dünyam, güzel dünyam... Bebeme, onun bebelerine de yaşa, tatlı bal dünyam, bol su içinde, yeşil içinde ol, sağlıkla nice yüzyıllara DÜNYAM!
- Hava yine kapalı, içimde kapalının bahar sevinci kıpırtısı dopdolu... Sevdiğim kapalı puslu havanın yanına da, kahveli şöyle güzel eski Türk filmi geçecek de bir güne gebe olsan... Olsan işte ne var?
- Pazartesi hayatımın ikinci savunmasını vereceğim... Seviyorum atraksiyonu demek, yine hayatın ilk savunmasını verdiğimde okula bir sene gelme sen, dinlen demişlerdi, hani tavlada da der ya rakip, bütün kapılar doluyken, senin kırık pulun olur da karşındaki kendi kendine dolanır durur, sen git-gez der ya...
- Bugün bebem, Anıtkabire gidecek kreşiyle, hatta yeni seçilen Belediye Başkanıyla beraber... Makina verdim öğretnenine çek bol bol diye... Çok sever bizimki Atasını zaten... Arada Yasin kitabını alır eline "Mehmet dedeme (bizim Bey' in babası nurlarda yatsın), Ayten Babaanneme (benim babaanneme nurlarda yat canımmm) Atatürk'e (nur ol ATAM) bir dua edeyim" der, açar kitabı mır mır okur... Sonra "ben onları çok özledim neden öldüler" diye bir iki döktürür... Her seferinde aynı şekilde açıklarım, sonra iş "siz ölmeyin yaşlanmayın beni bırakmayın"a döner sürer gider ucu açık cümle gibi...
- Bu sabah gözlerimi şükürle açtım Bey' ime baktım, bebeme baktım, şükrettim sonra sevdiklerimin varlığına/sağlığına, sonra gülümsedim yandan yandan eğrilmiş gibi dudağım... Gülümsemem devam hala, hayata duruma...Böyle iyi oluyor, para parayı çekerken, benim gülümseme de gülümsemeyi çekiyor... Para gibi olmasa da, ruhen zenginim daha ne isterim...
- Bir de bugün canım arkadaş sohbeti istiyor bol katılımlı, gülelim, eğlenelim dedikodu yapalım, birbirimizi dürtelim, sevelim sevilelim...
- Haydi bakalım sevin sevilin, kucaklaşın, gülümseyin, haaa Dünyama da güzel davranın...
21 Nisan 2009 Salı
Kudretin Asil Kanında Mevcut Zaten...
20 Nisan 2009 Pazartesi
Korkum da İtirazım da Var!
Hayatın tecrübesini bütün bu çizgi çubuklar, hamdım piştim, olgunum artık ve buna benzer cümleler...
Boşverin bunları bana palavra geliyor kızmayın...
Ben işin daha çok fiziki değişim boyutundayım belki ondan, sonra zaten illaki ben de kullanacağım yukarıdaki bahaneleri seve seve...
Kabus MİM...
... bense 102 yaşındayım...
Böylesine hakikatli ve şimdiye kadar izlediğim, nadir iyi işlenmiş reklamdan biri olan bu reklamın arkasında bu marka ne kadar garibime gitse de...
Reklamın mesajına, konunun işlenme durumuna şapka çıkarmak lazım...
Sunmuş hayatın özetini...