Bu denli düzgün yazalım, Türkçe' yi layıkiyle konuşalım' ın en ateşli savunucusuyken bile, çizgisinden çıkmak isteği, şeridinden kopmak isteği sonra bir bakmışsın iki otobüs arasında sıkışmış kalmışsın...
Ne halt yemeğe diyor, desin çıkarı ne ki, yalandan avucunda kalan huzuru ya da iki üç gün olan hayatındaki uç değişimin etkisinden kurtulamamam sendromu mu?
Bu ucu ben yaşamadım, ama yaşanmışını tahmin edecek kadar da uzayıp gider hayal gücümün süpermeni, uçtuğu damların altındakileri hayal ederek...
Ne boktan hayat deyip, bir yandan da Allahım elimdekileri de alma nidalarıyla elleri havada dolanan, kırk tilkinin kuyruklarını birbirine takmadan aralarından geçmeye çalışan...
En arada derede kalan renklerini bile kar sayıp oh ne keyif işte budur be diyen... Mamafih kaldın mı dımdızlak ortada al bakalım, diyen iç sesine "hadi be zaten ortadaydım"; kıyımdakilere sahibim de... Kıyım bana ne kadar sahip, hep git-gel yerinde durmadan, amaaan sat anasını diyor taşını da toprağını da...
İyi mi böylesi, ne ki senin ihtiyacın; hep direk olmak, yan yatmana müsade olmadan, üşüsen bile "sıkı giyinseydin ya" cevabına hep alışkın, belki de numaradan dedi üşüdüğünü, cevabını bu kez değişik alırım "gel ısıtayım seni"yi duymak arzusu ve umuduyla...
Gerçi ummak nedir ki; Umman gibi uzak bir diyar olsa gerek...
Evet uzak işte; o yüzden ne eğil sen, ne de üşü...
Otur efendi gibi, adam gibi, ne kalıbının dışına çık, ne şeridinle oyna...
Ne halt yemeğe diyor, desin çıkarı ne ki, yalandan avucunda kalan huzuru ya da iki üç gün olan hayatındaki uç değişimin etkisinden kurtulamamam sendromu mu?
Bu ucu ben yaşamadım, ama yaşanmışını tahmin edecek kadar da uzayıp gider hayal gücümün süpermeni, uçtuğu damların altındakileri hayal ederek...
Ne boktan hayat deyip, bir yandan da Allahım elimdekileri de alma nidalarıyla elleri havada dolanan, kırk tilkinin kuyruklarını birbirine takmadan aralarından geçmeye çalışan...
En arada derede kalan renklerini bile kar sayıp oh ne keyif işte budur be diyen... Mamafih kaldın mı dımdızlak ortada al bakalım, diyen iç sesine "hadi be zaten ortadaydım"; kıyımdakilere sahibim de... Kıyım bana ne kadar sahip, hep git-gel yerinde durmadan, amaaan sat anasını diyor taşını da toprağını da...
İyi mi böylesi, ne ki senin ihtiyacın; hep direk olmak, yan yatmana müsade olmadan, üşüsen bile "sıkı giyinseydin ya" cevabına hep alışkın, belki de numaradan dedi üşüdüğünü, cevabını bu kez değişik alırım "gel ısıtayım seni"yi duymak arzusu ve umuduyla...
Gerçi ummak nedir ki; Umman gibi uzak bir diyar olsa gerek...
Evet uzak işte; o yüzden ne eğil sen, ne de üşü...
Otur efendi gibi, adam gibi, ne kalıbının dışına çık, ne şeridinle oyna...
Sonra iki otobüs arasında sıkıştın mı, şoför beni görse de, bir rica etsem yol verir misiniz bakışı atacağım diye çabala dur...
10 yorum:
"Üşüdüm" dediğinde "gel ısıtayım" diyen sese mi hasret kaldı kulağın acaba dedi yüreğim.
döktürmüşsün yine:)
müthişsin.
Sufim boşver karıştırmayalım oraları... Gece yazısı oldu hisli hisli...
creep sağol arkadaşım beğendiğine sevindim :)
Isıstıcı kardeş duy Fundacan'ın sesini :)) Bir de ''Amannn vur dibine be Fundam''
çok güzel yazmışsın ama benim umudum var böyle durumlarda aynı kalıpta kalmak zorunda değiliz
Funda'cım;kara kuzum..sen geceleri yaz e mi...EEEE dünkü öğlen menünü görünce ,keramet aramadım yazının sebebinde
Not;imla,yazım kuralı deme bana Funda;deme işte:(((
Canım gece vakti müthişsin yine...
Atkı ve fuları beğendiğine çok sevindim....Karınca tabiri benim için bulunmuş en iyi lakap...Neden mi?
kendim ufak tefeğim ama yüküm çok ağır bu yönden ele aldım....
Sevgiler...
Üşümene engel olacak canların olsun yaşamında diyorum :)
supersın gene fundacım.sevgılerımle.
Fundacan Vurdum dibine valla :))
GeCecim haklısın belki de...
Dijle kuzusu severim seni yok demiyorum kural mural takılma sen :))
Tülinim karınca gibi çalışkansın onca yüküne rağmen tabi hiç yük denmez ama teşbihte de hata olmaz :)
Stil Direktörü amin diyorum ben de sevgiler :)
Yorum Gönder