25 Mayıs 2010 Salı

Bitmeyen Finalim...

Eski dosta merhaba demek gibi ya da uzaktan sevdiğinin de sana olan ilgisi ortaya çıkmış da, ilk buluşmanın yapılacak olması gibi elim titrek, parmaklarım paslanmış...
Senden bahsediyorum sevgili meydanım, yorumsuz dert ortağım, iç sesimin parmaklarımdan çıkan nihavent makamım...
Çok sevdiğim kitabı bitmesin diye okuyamadığım hatta biteceğini bildiğim ve bir daha olmayacağına kani olduğum, Lost'un bile finalini izleyemediğim durumumsun, meydanım...
Herşeye döşeneceğimi düşünürdüm de; yazdığım şu alana, dar alanımın bucaksız deryasına methiyeler dizeceğimi deseler, yalancı diye arkalarından kovalardım...
Günler günleri, su molası bile vermeden kovalarken, geçtiğimiz günlerde ağır misafirler ağırladım uzak diyardan, Beyimin annesi ve ablası, artı küçük oğluyla...
İlk dönemlerde çok süper durumlarımız olmasa da, şimdilerde sessiz, manidar, üzerine bir samimiyet perdesi altındaki küçük piyesimizi oynadık...

En son tespitim şudur;

Beyimin validesi der ki; "benim süper yetiştirilmiş, namütanehid, fevkin üzerindeki oğlum, bu da yanındaki oğlumun sevip aldığı kadın..."
Eyvallah...

Budur özeti durumun fakat yine de hakkıMı yemeyeyim; "sabır" sonu selametli bir hadise olup, gidişatına şaşırdığım bu mevzunun, derinden düşündürmesi şeklinde, beyinde vuku bulması diye birşey işte özetle...
Misafirleri gönderdikten sonra, geçen haftadan çekilen, üç ayda bir kontrol adı altındaki stres bombardımanı demenin daha doğru olduğu bir durum var ki o da babamın genel kontrolleri...
Onun da sonucunu dün aldım; çok da parlak değil ama kötü de değil, buna da şükür edip, beterinden saklasın Allahım demek suretiyle, bir üç ay sonrasına verilmiş sadakamız varmış demek üzere deyip bölümü sonlandırmak lazım gelir...
Onun dışında gündüzler geceler dingin ayın şavkında, mehtabın en güzelinde, kem gözlerden saklasın huzurunda geçmekte, geceyi gündüze bağlayan dilimlerin keyfi sonuna kadar çıkarılmaktadır...


Hürmetler efendim...
Fotoğraf bizim beyin Rusya St.Petersburg seyahatinden Ermitaj Müzesi...

3 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

O 3 aylık kontroller ömrü nasıl törpüler bilirim. Hayat insanı sınayıp durur işte, dik durmak lazım. Neyse ki durum iyiymiş, iyi düşünelim daha da iyi olsun. Sıkıntılar geçmiş gitmiş olsun.
Sevgiler de seninle olsun:))

aysencifci dedi ki...

Funda'm o 3 aylık kontroller bakacaksın yılda 1'e düşecek, hepsi güzel geçecek, buna inan. En önemlisi geçti, gitti, bitti.
Senin huzurun önemli, kapını kapattın mı "ohhhh" diyorsun, o, şu, bu, kim ne demiş, kime senin için ne düşünmüş HİİİÇ önemli olmuyor. Beyin, sen, Rengin, ailen. Gerisi fasa fiso.
Sağlık taşan bol sevgi dolu günnler dilerim:)D
Bey anneleri kısmını HİİİÇ açma, açtırma kutuyu söyletme kötüyü:)D

TATESAL dedi ki...

Fundacım hadi gazan mübarek olsun atlatmışsın ağır misafirleri...
Zor olur bilirim ama şükür et...etki aynı şehirde yaşamıyorsun...Bu erkek tarafının rahyası ağır olur nedense...Benimde 2 erkek kardeşim var büyüğü 13 yıllık evli daha 2 kere evine gittim....küçüğü de 2 yıllık hiç gitmedim....Rahat bırakmak lazım ben bildiğim için gelinlere yüklenmem....
Babana da rabbim şifalar versin,beterinden korusun....