9 Eylül 2025 Salı

Albümden Fark Ediş e...

Albüm bakmakdan pek hazetmiyorum keza blogda geri dönüp okumayı da...

Yeni fark ettim istatistik kısmının altında misafir okudukça üç-beş postu öne çıkarıyor onlara bakıyorum bu ara...

Nerelerden nerelere dedim vay vay  babamın hastalığının iki ay öncesi malumluğundan süregelen tedavi süreci, babamı uğurlamamızı sonra Rengin'in babasını uğurlamamızı sonra bir seneliğine kendi uğurlamamı... Babamın gidişinden bir sürü bir sürü o kısımdaki blogda ad soyad vererek babamı üzenleri deşifre ettiğim zannıyla hararete kapılıp çarşaf çarşaf yayınlayınca açılan davalardı, ödenen tazminatlardı, atılan iftiralardı, görevde yükselme sınavıyla ünvan değişikliğinde şehir değiştirmeler gelmeler ler ler ler...

Üzüntü, kahır, dua, niyaz esintilerinden bir ara durup bir dakika şeklinde dinleyince ben'i...  Hoşgeldin dedi ben de seni bekliyordum dedi "Ben"... Nerede kaldın demedi, vakit bu vakit dedi, an bu an, yoluna ışık olurum hele sen etraftan bir kurtul, öğreticilerini getiririm dedi, sen şu işin matematiğine hele bir dal da ...

Daldım ufak ufak yüzdürdü derin sularda bata çıka, her daldan uzattı, tut ki bunları selamete eresin mevzuyu anlayasın dedi...

Anacım iş anlayınca bitmiyor ki anladığını hal et kal diyor düşme çeldiricilere...

Diyor ki senin bu dışta gördüklerin senden yansıyanlar dedi son cümleden başlamak icap ederse...

Bilincinde tuttuklarını yaşıyorsun bak beri bak dedi...

Keyif huzur yansıtırsan projeksiyonuna izlediklerin de aynısı olur dedi...

Geçmiş yok dedi gelecek de AN yani durduğun yer kaldığın vakit ne önü ne ardı...

O yok bu yok dedim ancak bu yaşananlar neydi peki onlar bu kıvama bu idrake ulaşıncaya dek flmde yaşananlar öğretenlerdi Mesnevi' deki haşlanan nohut un başına gelenlerdi...

Zihnin nefsin konuşacak ona kulak asma dedi, terbiye edilecek zamanla dedi onunla eyleşme bak işine dedi...

Senden başkası yok dedi, o gördüğün senin filminin deseni dedi, ileri de gitti namızsız, ne ana, ne baba, ne evlat, ne doğum, ne ölüm, ardın yok sen yoksan bir şey de yok dedi...

Yalnızca fark et dedi, oynayan sen değilsin dedi, seyreden sensin fark eden asıl sen dedi...

Benim de gönlüme yattı, bakınca hıımm dedim, bu bundan, şu şundan, aslında bu böyleymiş, şu şöyleymiş hatta Black Mirror u başka idrakle izleme haline gelir oldum (tavsiyemdir yedinci sezon üçüncü bölüm Hotel Reverie izleyiniz) matrixler yeniden izlendi, ilgili videolar elekten geçti ki hala izlenir, bir dönem herkeslerden izole olundu, konuşulamadı, dilimizin idrakimizin uymadığı bir bir çıktı filmden, kendi dilimden anlayanlarla kandım susuzluğuma büyük ölçüde hala öyle...

Nefis mertebeleri, şeriat, tarikat, hakikat, marifet derken yola devam, ancak çok daha keyifli halde elbet, yapanın ben olmadığı, yalnız fark eden duygusuz tanığın ben olduğu, AN seyrine devam aşkla huzurla missler gibi...


Hiç yorum yok: