28 Ekim 2009 Çarşamba
Kötülüğün Sınırı Var mı?
20 Ekim 2009 Salı
Neye Ne için ki Çaba?
19 Ekim 2009 Pazartesi
Lafa Nereden Başlamalı???
Birçok blogda okudum bu sansız/adsızların yorumlarını ve sizlerin onlara cevaplarını...
Şimdi sıra bendeymiş...
Benim şu yazıma istinaden zannımca taraf olan biri pek de ahlaka uymayan, içi adab-ı muaşeret kurallarına dibine kadar aykırı, tehditli küfürlü sansız/adsız bir içi boş yorum...
Ne yazsam, ne düşünsem, biz o kısmı tamamen ailecek Rabbime havale ettik çoktan, önümüze bakıyoruz, kalbimiz ferah...
Hatta sizden dükkanınızdan gelen yardım istekli telefonlarınıza da bizati babam o konuşması anlaşılmayan babam, elinden geldiği kadarıyla yetmeye çalıştı...
İnsanın ciğeri yanınca, canı yanınca yazıyor be Allahın sevmesini temenni ettiğim kulu!
Neler geçiriyor aklından, yüreğinden de dökebildiği kadarını, yazabildiği kadarını aktarıyor...
İnsan neden yazıyor ya da ben? Tamamen rahatlamak için, uğranılan bu haksızlığı kabul etmeye, yaşanılanı hazmetmeye, babamın dişiyle tırnağıyla kurmaya çalıştığı bir yeri, sırf parası olan birinin babamın iyi niyetinden ve durumundan istifade edip -artık onun adına birşey deniyor da ben demiyorum haydi- dükkanı ele geçirmek demek akla ziyan akla sığmayan talihsizlik...
Şimdi sen ben o yazıyı kaldırmazsam adıma siteler kuracakmışsın, internet alemine rezil edecekmişsin, bense ne diyorum seni sizi yüce Rabbime havale ediyorum islah etmesi için...
Allah'ın selameti, affediciliği üzerinize olsun...
Bu kabus günler geçsin diye ben dualar ederken, babamın sizin sebep olduklarınızdan mütevellid daha da tepeye çıkan bu sağlık sonuçlarından dualarla çıkmaya çalışırken ve kimseye zarımız zorumuz olmadan hayatımızı idame ettirmeye çalışırken bu talihsizlikleri Allah'ın verdiği imtihanlar şeklinde yorumluyor yine ve yine Allah' a gönderiyorum bizlere kötülüğü dokunanları, oku Nahl suresinin 126-127-128. ayetlerini feyz al...
Böylesi durumlarda tek tavsiyem, iyi insan olun, yapılan kötülük misliyle karşılık bulurken yapılan iyilik derya deniz yanınıza kar kalır...
İyilikten kimse zarar görmez uzun vadeli düşünürsek iyilikten maraz asla doğmaz, ilerleyen zamanlarda başa bir iş geldiğinde bir düşüşün ardındaki ayağa kalkmada bu bir zamanlar yapılan iyiliklerdir yerden kalkmaya yardımcı el...
Her zaman kendim ve ailem adına yazdıklarımdan ne bir eksik ne bir fazla oldum...
Haksızlığa tahammül edemedim, kimsenin hakkızlığa uğramasını hazmedemedim, kendi dertlerim için haykırmak değil hiç farketmez yoldan geçenin hakkını arayacağım diye de çok kez başımı belaya soktum...
Üzgünüm bu sefer benim kemiğe saplanan bıçağın eğer bu şekilde bir tehditle hakaretle karşılaşacağını bilmek beni ne üzer, ne yaralar ne de endişelendirir...
Ben Allah'a çoktan sığınmışım, " YARABBİM BÜTÜN KÖTÜLERDEN ŞERLERDEN KÖTÜLÜKLERDEN SANA SIĞINIRIM" demişim, zaten dilime pelesenk her an her dakika...
Kalbimi bağlamışım ben sigortamı yapmışım ben gönlümce aklımca hesap vereceğim tek merci O'dur...
Korkacağım bir Allah gerisi zaten teferruat...
17 Ekim 2009 Cumartesi
Uzaklardan Misafir...
16 Ekim 2009 Cuma
R.terapi : 18 , K.terapi : 3... Hani Kayahan Demiş Ya...
14 Ekim 2009 Çarşamba
R.terapi: 20, K.terapi: 4 ... Kalbim Konuşuyor Dilim Değil...
12 Ekim 2009 Pazartesi
İçim Hınç Dolu Öyle Böyle Değil...
7 Ekim 2009 Çarşamba
R.terapi:25 , K.terapi:5...
5 Ekim 2009 Pazartesi
Balayı Bitiyor mu? R.terapi:27, K.terapi:5
3 Ekim 2009 Cumartesi
Kocaman Maşallah... Şafak Radyo 28... Kemo 5...
1 Ekim 2009 Perşembe
Şafak İşte Bugünü Alırsak 29 kalacak...
30 Eylül 2009 Çarşamba
Şafak 31...
28 Eylül 2009 Pazartesi
Şafak 32...
27 Eylül 2009 Pazar
Yalandan Tutunmalar...(Öykü Atölyesi Fotoğrafın Dili)
25 Eylül 2009 Cuma
Şafak 33...
Asker gibi şafak sayıyorum ikinci radyoterapiyi aldık bu sabah erkenden kaldı 33...
Demek ben şafak saymayı beceremiyorum erkek olsam askerde çok dalga geçerlerdi...
35 iş günü radyolu terapi işte ikisini aldık 33 seans daha...
Haftaya kemoterapi destekli, sanıyorum yedi haftalık dedi ama onunla ilgilenen doktorların tümü kongredelermiş, iyi ya işte daha çok bilgilenip dönecekler memlekete, belki babamın durumu ile ilgili ve diğer hastalarla tabi yeni olumlu gelişmeler vardır dağarcıklarına ekledikleri...
Yalnız insanoğlu nasıl desem herşeye ne kolay adapte oluyoruz alışıyoruz, gerçi öyle olmasa da nasıl olumsuzluklara katlanılır ki...
İlk zamanlarımı hatırlıyorum da ben de babam gibi yutkunamıyordum hatta nefes alamıyordum hele ilk öğrendiğimde sol kolum uyuştu avuçlarım hissizleşti, beynim hele...
Girdim ağladım, çıktım ağladım...
Şimdi daha iyiyim, babamın yanında ve bizimkilerin yanında dik durmak lazım geldiğinden, üzerime düşenleri yapmak için güce ihtiyacım olduğundan...
Gerçi babam da benim derdimde, yemek yemememe iyi ya babacım dedim senelerdir veremediğim kiloları veriyorum işte ben memnunum hayatımdan lafı çok içini soğutmadı sanıyorum...
Eeee ben yanarım yavruma, yavrum yanar yavrusuna işte o hesap bizimki babam da bana yanıyor...
İçimdeki elli bin çeşit Fundayı savdım başımdan, kimi küfreder, bağırır, çağırır kimi ellerini açmış dua eder, kimi sessizleşip köşede, bekler kimi öyle kimi böyle...
Hal böyle olunca da hepsinden ayrı bir ses derken derken de içim şişti...
Şimdilerde bir sakinlik hasıl, daha çok bekleme, olacakları özellikle yan etkileri, sonrasını parçaların küçülüp küçülmeme durumlarını...
Babamın hastalığının adı "squamöz hücre Ca" ya da "tonsil Ca" da diyorlar...
Kötü huylu pis hücreler bademcikleri sarmış, dilin yarısına kadar gelmiş boynunun özellikle sağ tarafını filan derken, 4 safha dersek dedi doktor en şiddetlisine, sizinki üçüncü safha...
Olsun dördüncü olmamasından iyi değil mi?
Yine de benim içim rahat ve diliyorum bütün hastalar da şifalarını bulurlar, bu sabah babamla Gazi nin radyoloji onkoloji neyse işte ikisi bir yazılan bir yeri var kemoterapi radyoterapi o merkezde, ne hastalar var, hayatın öbür yüzü de oralar işte...
Demek ki diyorum bu da bir sınav ve bu sınavdan başarıyla atlatmamız için sabretmemiz şart...
Babamın bu rahatsızlığı bir sürü hayra yol açtı özellikle kendisinde, 40 yıllık arkadaşlarından geçti mesela...
Sonra küsler barıştı...
Çok alem bu babam, hastanede bekleme sırasında arayan arkadaşlarıma babamı soranlara babam çok iyi ama sigarayı bıraktı çok mutsuz de diyor yanımdan... Onun en büyük mutsuzluğu sigarasından geçmesi...
Sanıyorum şu aşamada en çok o sorun, kendisi için...
Hastanede bölümlerden geçerken dışardan geçmeyi tercih ediyor akıllım, çünkü kenarda bekleşip sigara içenlerin dumanlarından istifade edecek aklınca :)
Hani hep yazılarımda şükredin şükredelim takmayın kafanızı ota b.ka diyorum ya bu sefer haykırıyorum takmayın evet söylemesi kolay belki her dert kendince büyük dert ama gerçekten sonra hastalık yapışınca bünyeye haydi al diyor Allah al bakalım üç kuruşluk dertleri dert ettin kendine layıkıyla şununla uğraş...
En büyük hazine sağlık ve sevdiklerinin yanında olması insanın, ötesi yok...
Benim kızın da bu arada en büyük derdi, Çınar Minaya aşıkmış, Allah a dua edecekmiş Çınar da bizimkini sevecekmiş, ağlıyor ki nasıl o ağlıyor, benim içim parçalanıyor ne diye döküyor gözyaşlarını diye... Aşkla seviyormuş annesiyle konuşacakmış ya da önce annesiyle ben konuşmalıymışım...
Hayat işte Hey Allahım :)
24 Eylül 2009 Perşembe
Şafak 34...
Şimdi babam vücudunun herhangi başka bir yerinde kötü huylu var mı diye teste girecek 2 saatlik bir test...
Sonra 35 iş günü radyoterapi aynı anda da yani aynı günde de kemoterapi...
Başladık şafak saymaya sonu hayırlı olsun ne diyelim...
20 Eylül 2009 Pazar
Bak Hocam...
16 Eylül 2009 Çarşamba
Haberi Mübarek Kadir Gecesi Aldık Sonucu Mübarek Cumaya...
11 Eylül 2009 Cuma
Hızlı Tren Uçar Gider...
Hafta sonu tatili münasebetiyle yazanımız Eskişehir' de olacağından meydanını boş bırakacaktır...
Arz ederim...
Nesi meşhur ki acaba, blogger var mı tanışabileceğim, nere gezilir, ne yenir, ne içilir?
Hııım ben biraz geç yazdım sanırım neyse ben bakarım yorumlara o zaman...
10 Eylül 2009 Perşembe
"Kuru" Demeç...
9 Eylül 2009 Çarşamba
Baştan Söylüyorum İnsanları Küçümsemek Değil Benimki...
8 Eylül 2009 Salı
Sayın Tacizci Kabul Buyurursanız Sizi Bir Miktar Hadım Etmek İstiyoruz da...
4 Eylül 2009 Cuma
Özgürlüğün Yegane Bekçisi, Yasaklar...(Oyun Atölyesi Kelime Oyunları)
Çekirdeğimin Kabukları...
Kabuklarını nereye atacağım derdi olmadan çekirdek çitleye çitleye, denizi seyretmek ister gönlüm, öyle de çok olmalı ki meret, bitme derdi de olmasın...
En heyecanlı yerinde ortada koymasın beni...
Ağzımın kenarına yapışan kabukları tüküreyim esintisinde havanın, kıvrıla kıvrıla savrulsun gitsin...
Hatta arada kızın ateşi de geçmiş olsun, ben çekirdeğimi çitlerken kıyıya sırtımı vermiş...
2 Eylül 2009 Çarşamba
İnsan Gördüm Birçok...
30 Ağustos 2009 Pazar
Efendim Huzurlarınızdaaaa...
Ocakta Semizotu...
29 Ağustos 2009 Cumartesi
"Gel Bir Öpeyim"
Çocuklar sevgiyi o kadar iyi algılıyorlar ki, samimisini, eğretisini ve ona göre tepkilerini direk veriyorlar, ne güzel bizim gibi uğraş vermiyorlar, kırıldı mı aman küser mi şu mu bu mu demeden...
"Arkadaşlarının adı ne"
Aklıma Gelmişken...

Her dakika aklımda, hala içimden geldiği gibi den bir mim var borcum, evinizin en sevdiğiniz köşesi gibi köşe bulamadım ki sevecek, toptan bir sevme durumu bendeki...
Şimdiki bu dalga her blogda mutlaka var, işin kötüsü mim cevaplanır cevaplanmasına da sevdiğin 7 şey...
Düşün dur valla, ilk aklıma geleni yazarım düşündükçe çıkamam işin içinden, o yedi olur bana yedi yüz...
Dolunay ve Manii bu yaratıcılığımı, gözümdeki ışığı, yazılarımdaki sarsaklığımdan keşfetmiş olacaklar sağolsunlar...
Sorarlar adama sevdiğin yedi şey diye...
Sevdiğim yedi şey valla benim kafam yerinde olursa takacak birşey bulmadıysam huzursuzluk yoksa, kalpim mutluluk pır pırları ederse, herkes sağlıklıysa baktığım her yerde yeşeririm, her şeyi severim...
Bir arkadaşım vardı polyanna gibi her durumdan bir artı çıkarmasını bilir, gerçi kendinde değil bende :) Şimdi ben de onun gibiyim, sevecek o kadar çok şey ve şükredecek o kadar çok sebep var ki, her şeyi seviyorum yediden yetmiş yediye, 7/24 hem de...
27 Ağustos 2009 Perşembe
Yine Bir Gün Hiç Unutmam / Annemin Sürpriz Yıkışı...
25 Ağustos 2009 Salı
Hiç Unutmam Bir Gün...
İznim de Tatilim de Evimde...
21 Ağustos 2009 Cuma
Girdim Rehavetine İziiiiiin...
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Depodan Hatıra Kalan Çok Olacak...
"Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir."
Günümün Güldüreni...
- Alo
- Buyrun
- Efendim ....'dan arıyoruz...
- Buyrun
- Eee koli geldi, malzemeler aldık onları ...
- Evet güzel
- Yazmış olduğunuz ........... çıkmadı koliden...
- Evet