26 Aralık 2009 Cumartesi
İlla Uyuyarak mı Dinlenmem Gerekir... Zzzzz....
24 Aralık 2009 Perşembe
Sakin Hep Sakin...
23 Aralık 2009 Çarşamba
Yaradılanı Severim YARADANDAN Ötürü...
Yeni Yer Keşfim...
Özlediğim;
22 Aralık 2009 Salı
Uğurum Olsun mu Olsun O Zaman...
21 Aralık 2009 Pazartesi
Akşam Akşam Bir Dolu Kısmet Daha Eve Girmeden...
Eve geldim bir baktım apartmanın kapısında bir kargo pusulası geldim evde yoktun kağıdı bırakmış, Rengin' i aldım beraber kargoya gittik gittik gitmesine de bri baktık ta Bursa' dan Sevgili Fatma' dan Rengin' e şirin bir saat :)
Nasıl mutlu oldu nasıl memnun mesut...
Sonra akşam yemeği telaşında mutfakta çırpınırken, karşı komşu abla geldi elinde bir paket bu sana gelmiş ben aldım diye...
Tamam Tülin' e adres verdim ama bu kadar çabuk beklemiyordum...
İçinden bir alay hediye çıktı aç aç bitmez...
Meğersem geçenlerde Tülin' in kendi blogunda bahsettiği bizmişiz, bir dünya gururlandım...
İyi birşey tabi başımıza gelen, diyecek kelime söz ve buna benzer birşey bulamıyorum, iyi ki varsınız ben de iyi ki buradayım ki sizlerle tanışmışım hediyeleri kapmışım :)
19 Aralık 2009 Cumartesi
Starbucks Diyor ki;
Gelin size sıcacık kahvemizden ikram edelim, keklerimizin tadına bakın, sonra bir bilen de size kahve nerelerden geliyormuş, sizlerin yudumladığınız buralara kadar bunları dinleyin...
Biliyor muydunuz kahvenin ilk yudumu höpürdeterek içilirmiş ki ağzın her yanına ulaşsın...
Deneyin gerçekten de bütün ağzınıza yayılıyor...
Sıcacık Fırından Gelen Hamur Kokusu Gibi Koksa Ev Her Daim...
17 Aralık 2009 Perşembe
Geceyi Bundan Seviyorum... Usturuplu Cümle Kuramadığım Gerçeğini Örtüyor...
Ne halt yemeğe diyor, desin çıkarı ne ki, yalandan avucunda kalan huzuru ya da iki üç gün olan hayatındaki uç değişimin etkisinden kurtulamamam sendromu mu?
Bu ucu ben yaşamadım, ama yaşanmışını tahmin edecek kadar da uzayıp gider hayal gücümün süpermeni, uçtuğu damların altındakileri hayal ederek...
Ne boktan hayat deyip, bir yandan da Allahım elimdekileri de alma nidalarıyla elleri havada dolanan, kırk tilkinin kuyruklarını birbirine takmadan aralarından geçmeye çalışan...
En arada derede kalan renklerini bile kar sayıp oh ne keyif işte budur be diyen... Mamafih kaldın mı dımdızlak ortada al bakalım, diyen iç sesine "hadi be zaten ortadaydım"; kıyımdakilere sahibim de... Kıyım bana ne kadar sahip, hep git-gel yerinde durmadan, amaaan sat anasını diyor taşını da toprağını da...
İyi mi böylesi, ne ki senin ihtiyacın; hep direk olmak, yan yatmana müsade olmadan, üşüsen bile "sıkı giyinseydin ya" cevabına hep alışkın, belki de numaradan dedi üşüdüğünü, cevabını bu kez değişik alırım "gel ısıtayım seni"yi duymak arzusu ve umuduyla...
Gerçi ummak nedir ki; Umman gibi uzak bir diyar olsa gerek...
Evet uzak işte; o yüzden ne eğil sen, ne de üşü...
Otur efendi gibi, adam gibi, ne kalıbının dışına çık, ne şeridinle oyna...
Vallaha da Billaha da Allah Beni Seviyor...
Yazmış Olmak İçin...
15 Aralık 2009 Salı
Ne Şanslı Bir Kişiliğim Yarebbim...
14 Aralık 2009 Pazartesi
Öyle Bir Çal ki... ( Öykü Atölyesi...)
Bastım Boka Bastım Ben Sen Beni Hafife Aldın...
10 Aralık 2009 Perşembe
Elimden Gelse...
Dünyayı durdurmak ve senin istediğin yönde çevirmek...
Bunun için çok uğraşırsın deseler yine de yılmam...
Yeter ki sen akıtma o güzel gözlerinden yaşlarını...
Sadece mutluluktan ya da çok gülmekten aksınlar...
Geçecek bugünler de dediğimde inan; ben o kadar inanıyorum ki...
Hepsinde de geriye bakıp diyeceğiz ne kadar çok yıpranmışım üzülmüşüm dediğinde olsun yaşandı ama bitti ya sonunda düzene oturdu ya herşey diyeceğiz...
Dualarımda yer etmişsin her an, kalbimin bir yanı hep seninle, elimden gelse çok daha faydam dokunsa sana ama bil ki gel desen uçarım...
Sen yeter ki de...
Ah be güzel arkadaşım, gülüşü güzel kendi güzel arkadaşım, geçecek elbet herşey, öyle güzel rayına oturacak ki; hem de her olan yola girmede vesile olacak sen bile şaşıracaksın...
9 Aralık 2009 Çarşamba
... derken mutlu mutlu yaşamışlar...
- Ayakkabı ayağına uyan külkedisi prensle evlenmiş uzun yıllar mutlu mutlu yaşamışlar...
7 Aralık 2009 Pazartesi
Annem Geldi Hoş Geldi...
3 Aralık 2009 Perşembe
Ödev 2-) Anne İş' te...
Ödev 1-) İçimden Geldiği Gibi...
2 Aralık 2009 Çarşamba
Hani Bir Kızımız Var Demiştim Ya...
Bu da Benim Fuyçır Tensim Belki...
1 Aralık 2009 Salı
Ne Çatlak Bir Kızım Var Tövbe Poz Vermeyi Sevmeyen...
Ben de istemez miyim kare kare pozumuz olsun, ailecek, anne-kız, baba-kız gerçi babasıyla poz veriyor ama gel gelelim ne tek başına, ne benimle sinir oluyorum, ömrüm onun peşinden gizlice fotoğrafını çekmek için koşturmakla geçecek bu gidişle...
Bu arada hastalığımla birlikte yaşamaya devam ederken dün bir telefon aldım...
SUKUT İKRARDANDIR
Derken bıyık altından da güler geçerim...
29 Kasım 2009 Pazar
38,5 ateş... Antalya... Bayram... Et...
23 Kasım 2009 Pazartesi
Pardon Ben Maç Yerine Denizi Seçtim...
Nasıl cıvıl cıvıldı heryer, yaşayan kent...
21 Kasım 2009 Cumartesi
İzmir Butik GYM...
Plates, hamile pilatesi, salon dansları, anne-çocuk ve çocuk cimnastiği, oryantal masaj ve daha bir çok hizmet...
Yedişer kişilik gruplar sekizinciyi almıyorlar yeni grup kuruyorlar...
Ben Bu Kurbanı Keseceğim :)
Bu cuma da bugün yani KBB cinin görmesi gerekiyordu...
Fakat ben yokum annem babam kız kardeşim gittiler...
Ve İzmirdeyken haber geldi ki babamın ıvır zıvır ne varsa hepsi bitmiş gitmiş şükürler olsun...
Hastalığı duyduğum ilk andaki hisleri anlatmak ne kadar imkansızsa, bunu duyunca da anlatmak ne kelime hayat-ı ömrümdeki ilk meşhuuur Ikea gezmemde kaldım öyle bu sefer sevinçten ağlaştık...
Ikea koridorlarında gezdim, hem ağladım hem sevindim...
Şimdilik 30 Ocak' ı bekliyoruz, yine de tam tetkikler o zamana...
Fakat doktorumuzun dediği bitti gitti olmuş...
Sevgili arkadaşlarım medine fukaraları gibi satır satır Allah ne muradınız varsa versin edebiyatı yapma kısmını sizleri sıkmamak adına yapmayacağım ama herhalde desem ki "Allah sizlerden razı olsun binlerce kez" anlarsınız beni değil mi?
Hala İzmir' deyim bol bol fotoğraf çektim bizim Bey' in İnciraltı İzmirspor tesislerinde hatıralararını canlandırdık...
Sonra Güzelbahçe de kahvaltı merasimi Ikea hatta arada dişçiye gidip birer dolgu yaptırmamız akşamına Ege Üniversitesi lokalinde bizim Bey' in sınıf arkadaşları katılımlı şahane akşam yemeği...
Şoför mahalline geçmem suretiyle şoför değiştirmemize rağmen çevirme görmeden eve varmamız...
Ki kimseler alınmasın İzmir trafiği nedir öyle anlamadım ki niçin kimse şeridine bağlı kalmaz ve niçin bu kadar makas atar sınız bre şoför kardeşler...
Bu kadar çok makas yapan arabayı topluca burada gördüm...
Neyse eve gidince fotoğraflı ayrıntılı yazarım...
Yarın basketbol maçını yönetecek hakem bizim Bey' in sınıf arkadaşı...
Telekomla-Bornova Belediye maçında tabi ki Telekomu tutup Ankaralı olmanın gereğini yapmam lazım :)
Yakamda kırmızı karanfil ben maçtayım efendim...
Başlıktaki kurban hadisesi, babam iyileşsin kurban keseceğim adağımın cümle halinde kullanılma halidir...