25 Kasım 2008 Salı

Tesadüf...

Kelimenin tınısı bende hep olumluyu çağrıştırmıştır hayatımda olduğu ya da meydana getirdiği olumlu davranışlar gibi...

Üniversite son sınıfta mezuniyetime 10 gün kala 1 sene uzaklaştırma cezası aldım, hep baktım seyrettim ne olacak bu olayın hayrı ne zaman çıkacak diye sonra zaman aktı aktı şimdi çalıştığım yerin sınavı açıldı kazandım, sonra baktım şeker bir adam iş arkadaşım, o zaman hayatımda biri var ama benim sonra yine zaman suyun yolunu bulduğu gibi yolunu buldu o şeker adam kocam oldu...

Hayatımın en olumsuzu gibi görünen aslında en olumlusu olan en unutulmaz olayı tesadüf değildir de nedir?

sabah sabah...

Pek bir güneşli Ankara...

24 Kasım 2008 Pazartesi

istedim de vermediler...

Tam mezun olduk kpss çıkardılar başıma ben beden eğitimciyim ne anlarım tarihten coğrafyadan matematikten ondan bundan etmediler beni öğretmen kaybettiler kaybettiler...

Kutlu olsun öğretmenlerin günü...

23 Kasım 2008 Pazar

Empatinin de böylesi...

Bu sabah milli dizimiz bez bebek in reklam arasında zap yaparken Türkan Şoray'ı gördüm bir üniversitenin kısa film yarışması varmış aradan da Türkan Şoray' a bir ödül verelim gelsin, basın da okulumuzla yarışmamızla ilgilensin mantığıyla çağırmışlar kendisini de ...

Behzat Uygur sunucu -hiç te haz etmem kendisinden yapay insan- sonra Cahit Berkay konser vermiş onu gösterdiler ben de kilitlenmişim müzikler süper sonra sahneye çıktı Türkan Şoray, sunucunun iltifat yağmuru ödül alması filan...

Bir an Türkan Şoray oldum aldım ödülü teşekkür ettim Cahit Berkay' ı dinlerken çevirdiğim filmler geldi gözümün önüne, Cahit' e sarıldım aferin arkadaşım filmlerimi müziğinle şenlendirdin sağoalsın -ki kendisi Türkan'ım için yaptım hepsini dedi- Behzat oğlum sen de çok yakışıklıymışsın sakal da ayrıca yakışmış film çevirelim bir ara dedim sonra eğildim kalabalığın önünde...

Haberin altında gözlerinden yaşlar akacaktı Sultan'ın yazıyordu ekran karşısındaki Sultan'dan aktı bile...

Demek ki bu aralar ihtiyaç hasıl oldu gözyaşı boşaltmaya bünyeden...

"Ben de cennete gitmek istiyorum ama günahlarım izin vermiyor"

22 Kasım 2008 Cumartesi

müziğime resim...




Az önce PuCCa GÜNLÜK ' ü okurken bloguna müzik koymuş süper de bir şarkı çalan, biraz kurcaladıktan sonra ben de yaptım (eee böyle böyle öğreneceğiz) uygun da resmi olsun istedim...

21 Kasım 2008 Cuma

kabiliyet...

Hangisine kabiliyeti var acaba Rengin in resme mi halası gibi yoksa dedesi eski baterist annesinin kulağı iyidir müziğe mi?

Dün itibariyle çizmiş olduğu bu hayvan üzerine babasının yazdığı "aferin" i (bu arada kalbin içinde Funda ismi de hakgetire, ayrıca da nasıl bir aferin yazmak o öyle "m" nereden çıktı aferin in orada :)) ...

Babam dedim ya bateristi eskiden hatta o devirler "Alkadraz Beşlisi" diye de grupları vardı (onun da afişi var bulur bulmaz resmedeceğim), Barış Manço'ya çalmışlar zamanında sonra Mersin' de bir yerde çalarlarken Yurdaer Doğulu' da babamların çalıştıkları yerin karşısında çalmaya başlamış babamların işini kesmiş, sevmez babam o yüzden rahmetliyi. Hatta annemle de Kayseri' deki bir konser sırasında tanışmışlar ...

Babamın babası rahmetli dedem süper keman çalarmış denk gelmedim de besteleri bile varmış, en küçük amcam desen o da ayrı yetenek hepimizde var demek ki gen meselesi...

Annesi ki bu ben oluyorum müzik bölümü sınavına girip yedekte kalmış bir benim... Notasız (nota da bilirim hani) şarkı çıkarırım misal çok severim org çalmayı babam ilk getirdiğinde eve uyumadan bütün gece bildiğim bütün parçaları çıkarıp ertesi güne konser vermiştim bizimkilere hala da tam anlamıyla bir müzik aletini kullanmayı çok isterim...

Kızımda da istiyorum özellikle müzik alanında birşeyler yapsın, en azından bir müzik aletine hakim olsun ya da ne bileyim resim yapsın ama kendi istesin bunların hepsini, ben sunayım önüne de, şimdi istiyorum yaşı gelsin önce piyanoyla tanışsın sonra isterse devam ettirsin ne isterse işte...

Yapsın birşeyler de ya da babası gibi sporla da uğraşabilir, annesi tamam spor akademisi mezunu ama faal sporcu değilim okudum bitti babamız hem okudu hem yaptı ...

Olsun işte birşeyler ama bunların üzerine bir de "hakim" olsun derim ben :)

Çok şey mi istiyorum :) Anneyim ben yaaa en iyisi olsun benimkiyle beraber bütün yavrulara da :)

bir tomar...


...ilacımız oldu bu sabah gittik öğrendik yavru sinüzit oldu yine de buraya da yazayım sağlamlaşsın "Allahım bu derdine şükür dermansızını verme" cidden buna şükrediyorum öyle şeyler duyuyorum ki çocuk hastalıkları üzerine buna seviniyorum ...
Yine bir tomar ilacımız var iki röntgenimiz var ciğerler temiz sinüslerden biri dolu öbürü açık 10 gün kullanacağız hayırlısı bakalım...

20 Kasım 2008 Perşembe

sokakta tartışmayınız efem...

Dün otobüs durakta durdu nasıl kalabalık, bir çift takıldı gözüme oğlan saydırıyor kızın surat alı al moru mor sonra kız dönüyor etrafa da belli etmeyecek oğlana birşey söylüyor oğlan daha fazla saydırıyor hay Allah dedim ne zor durum ya düşülesi değil...
Onu dedim ya bu sabah esas oğlan da saydırdı kız da etrafa çaktırmamak gayesiyle sürekli gülümsedi :)))

her sabah...


aynı terane gel bilgisayarı aç su koy çay için ama öncesinde sıcak su al kahveni yap ilk sigarayı tellendir hemen yavrunun kreş sayfasını aç (şimdi sinemadalar o yüzden sınıf boş) bak masanın üzerine sadece bak acilleri yap sonra mail kutunu aç bak ne var ne yok blog aç konunun komşunun yazılarına bak facebook a bak var mı bir durum -var ya bu yazıyı yazmaya saat 9 u geçerek başladım şu an saat 10:50 neden bir sürü iş geldi arkadaş geldi onunla sohbet- ne diyordum hayat ne kadar aynı değil mi?


19 Kasım 2008 Çarşamba

üstü kapalı itiraf...

Çok kötü birşey yaptım öğlen arası tek başıma yine yapar mıyım bilmem uzunca bir süre yapmam bunu bile nasıl yaptım tüh tüh tüh...

Allah be...

Geldin sonunda ne iyi ettin hoşgeldin tekrar biliyor musun sensiz buranın ne anlamı var artık öyle bir hal almış ki ne zman gitsen baş sağlığına geliyor arkadaşlar seviniyorlar onlarla sohbete katılacağım için; öyle boş boş oturuyorum hayır bugün baktım boş oturuyorum bekleyen kağıtları işleyeyim dedim neyse masamın üzeri temizlendi hayrına sonra ne yaptım Rengin Hanımın kreş öğretmenlerine öğretmenler günü vesilesiyle başlamış bulunduğum yelek formatındaki örgümü bile getirdim (yuh artık filan demeyin eeee burası devler dairesi olacak o kadar ayrıca da öğlen tatilinde iki şiş dürttüm sonra gelince beklediğim, hemen bıraktım bitirince göstereceğim)...

Bir daha bırakma beni olur mu sabahın 9'undan akşamın 5' ine kadar gözlerim pörtlese de gözlerim kurusa da seni seviyorum ya olmuyor sensiz canım "İnternetim"

:))

17 Kasım 2008 Pazartesi

anamın evinde...

Bizim cadı (bu cadı da kreş öğretmenlerinden kalma) onu her kreşten almam da "anneannemi arayabilir miyiz müsayetse (aynen söylediği gibi) ona gidebilir miyim" aradık anneannemizi evler yakın bu arada müsayetmiş bıraktım kendisini ben de eve geldim bu sefer almak lazım evde de kapı cam tadilat var açılacak her yer soğuyacak ev ben gideyim dedim en iyisi sen işler bitince ara dedim kocama gelelim biz... Yavru da hasta ya en uslu en sevimli haliyle koltukta "sız" sen :) Dayanamadım soğukta dışarı çıkarmaya araba da buz gibi şimdi kıyamadım bu gece buralıyız sabah kreşe bırakıp servise yetişirim.

hastalık antibiyotik



Daha Ekim 28 de on günlük kür'ü bitirdik... Yine öksürük yine üst solunum yolları tıkanık popoyu doğrultamadık küçük cadımın :((

bir radyo buldum ki...

http://www.kanalturk.com.tr/Haber.php?Haber_id=4329

sanat müziği parçalarını aman da nasıl güzel çalarmış :)

yalandan dünyada...

ne salakça işlerdir bunlar kardeşim sizin hiç işiniz yok mu var zamanınız belli gidin Afrikaya gidin yardımlara katılın aşevlerine gidin hiç olmadı işe yaramadınız yemek servisinde kepçe tutun çorba dağıtın hadiseye bak tüye resim oldu be Allah rast getirmez valla işinizi insanlığa faydası yok bu kulumun diye var senin gibi bir salak daha dikiş iğnesinin iplik geçecek yerine faaliyet yapan bir de onları sergileyen... ikiniz ikiniz çıkmayın karşıma...

varım mı yokum mu?

"Kutuma gideyim ben söyle Hamdi'ye sağolsun üç kuruşluk teklifleri için"

Matrix kıvamı yaşadığımız şu dünyada şimdilerde izlenilir oranı tarafımdan düşse de dün Kayserili çocuğun(anne tarafından hemşehrim oluyor) bölümüne baktım öyle bir 8,5 aydan beri kutu açıyor duruyor (yorulmuyorlarda öyle saatlerce ayakta) yazık iyi para alsın gitsin istiyor insan ama diğer uzun süreli duran bir Mevlüt vardı annesi kendisinden önde, ne aldı o yazık 10 lira...

İşte böyle uyuşturulduğumuz bunu seyredin saatlerce başka da devlet memleket şehit PKK parasızlık işsizlik eğitim-öğretim onlar da neymiş biz hallediyoruz bırakın onları bakın siz buna dedikleri bu salakça programları izliyoruz işte biz de amaaan akıl yok valla...

Kaç lira aldı ki Kayserili?

Ha bu arada Nursel de ne Nurseldi öyle gözleri hele... Acun? bana hep sempatik gelmiştir niyeyse bir samimi bi mahallenin çocuğu gibi...





15 Kasım 2008 Cumartesi

bir varmış bir yokmuş...



Babam sürpriz yapmış bana araba almış Uno 1.4 SXİE öyle yaılıyordu herhalde cok da önemli değil Bolu üniversite son sınıftayım yaşamın en güzel anları erkek arkadaş yok özgürlük had safhada (şehir dışında okununca bir de erkek arkadaşın varsa hayatının bütün özgürlüğü elinden gitmiş demektir ya da sürekli dır dır dır hesap soran biri) neyse babam sürpriz yapmak için Mersin menşei olan akraba oğlu kız arkadaşıyla birlikte arabayi getiriyorlar hesapta benim haberim yok ama annemle konuşunca söyledi halt etti ona da kızdım :) ne söyledin be annem ben de dibine kadar yaşayayım her zaman denk gelir mi ...

Geldiler çiftimiz benden heyecanlılar ben biliyorum ama bilmiyor rolümün de hakkını vermek durumundayım becerdim ama :)

O günden sonra en sevdiğim gecenin 2 sinde kahveleri termosa koyup arkadaşlarla doluşup Abant'a gidip kahveleri yudumlarken Ay' ın şavkını izlemek ıssız göl kenarında uçsuz huzurun tadına varmak...
Sonrasında demiştim ya bir varmış bir yokmuş diye bu var kısmıydı anlattığımın yok kısmı da mezuniyetime 10 gün kala 1 yıl okuldan uzaklaştırma cezası aldım araba da püfff diye uçtu gitti elimden bu da bir yokmuş kısmı...

14 Kasım 2008 Cuma

Med-Cezir

Bu kelime bana "dımdızlak ortada kalmak" ı hatırlatır hani bir var su bir yok ...
Bir ortada kalmışlık bir yalnızlık ama bunda da mutlu olunacak yan bir daha gelecek su her ne kadar gidiyor olsa da...
kelime oyunlarında haftanın kelimesi)

bak Allah'ın işine

bu parasızlık bende mutat hesap kitap bilmeme unutma üzerinde durmama aramız sadece "veriş" ve "alış" kısımlarında iyi...
İki sene olmuş vakit su gibi tabi akacak yol bulmuş kendine durur mu...
Bankaya bir borç var ama enteresan iki sene uzun zaman banka iki sene değil iki ay durur mu alacağına kartal onlar, aradım ben soğuk terler dökerek fonda, sordum cevap: benim soğuk terimi sen bir daha soğut!
Ne borcu alacağın var hem de 97 lira küsuratı da var o mevzubahis değil :)) Coştum tabi ben ama dur ses etmeyeyim uyuyan yılanı uyandırmayayım...
Bu sabah dedim ne duracak param bankada yeter yattığı verin gayrı...
Aldım gözlerinin yaşına aldırmadan...
Ve de bak sen şu Allahın işine ki o 97 lira neyle neyin toplamı hem de tam tamına : su+elektrik faturasının :)
Buyur yeri hazır bile...