2 Şubat 2009 Pazartesi

Öyle Yalandan...

İmza yaptım kendime "içimden geldiği gibi" arkideşim yardımcı oldu sağolsun :)

1 Şubat 2009 Pazar

Bu İş Tamamdır...

Azmedince olmayacak var mı? Yok elbet yapacağım diye düştüm ortalara sonunda oldu... Bu sefer hakkaten oldu ince kabuk dolgun iç...
E haydi buyrun sıcak sıcak...

Gamzedeyim Deva Bulmam....




Ocak bitti bitiyor 1999 Bolu son sınıftayım...
Sabah uyanır uyanmaz radyoyu açarım illa... Baktım o saatte olması gereken insan yok ard arda Barış Manço şarkıları çalıyor radyo... Ne hikmetse dedim ki kendime "hayırdır öldü mü ki böyle şarkılar peşpeşe" dedim ardından spiker başladı anlatmaya...
Çok severdim gerçekten şarkılarını kendini...
Bir de ayrı yakın hissederdim kendimi babama benzetirdim ikisinin de saçları uzun, müzik tarzları aynı hatta bir keresinde çalmışlar babamın orkestrası Barış Manço'ya...
Çok ağladım öldüğünü öğrendiğimde hatta bir arkadaş vardı sınıfta kafa kafaya verip ağlaşmıştık...
Nur içinde yat Barış Ağabey...

Heyyamola Hey de Heyyyyy :)

Bir sürü anlatacak var...

Saydım üç tane, olsun bir sürüye girer birden fazlası. Cuma günü Pub vardı kudurduk, güldük ama ne gülme, zaten garsonlar da tanıdılar artık bizi, dip bir masa hazırlıyorlar ki o kadar hatunun gülmesi kahkahası kimseyi rahatsız etmesin diye...

Pub ın da muhabbeti ayrı, hani erkekler bir araya gelince ne geyikler çevirirler, biz de ayda bir kısa süreliğine de olsa şefkatli anne, ciddi çalışan kimliklerinden sıyrılıp her türlü muhabbete kılığa giriyoruz valla ne diyeyim :) Yani hatta bir ara arkadaşın teki almış benim makinayı eline masanın altında çekiyordu eeee içlerdeki çocuk hala barınmakta :)





Sonra Cumartesi oldu, Rengin cuma akşamından anneannedeydi, biz de sabah doğru Bey' le ev aramaya veeee ilk baktığımız evin bu sabah kontratını yaptık iyi mi? Hem de sahibinden...
Hem de evlendiğimde oturduğumuz siteden anneme okula yakın yine aynı semt... Taşınmak gözümde everest gibi büyüse de bir şekilde olacak haaa ilk resimdeki fırlamanın (bakmayın onun etekli hanım hanımcık duruşuna) taşınma geçmişi çok eee asker kızı, evlendikten sonra da bir sürü... O direktif verecek biz halledeceğiz :)
Sonra Sonra Sonra.....
Bugün ilk resimdeki hatun kişinin ki ismi Esin olur... Eşiyle bizim bey, kızıyla bizim kız kanka oldular... Futbol delisi beyler her fırsatta maça gidiyorlar... Eee bizimki eski İzmirsporlu futbolcu, Semih de iyi...
Bugün halı saha maçına hazırlanırken bizim bey içerden bir çantayla geldi ne çantası bizim kameranın çantası....
Biz de dünyadan bi haberiz karı-koca :)
Bu hırsız bizim evde boş buzdolabında kafasını yaran fare hesabı kafasını yardı eli boş döndü evden, kamera da bize kaldı :)))
Yaaaaaaaaaaaa :))))








30 Ocak 2009 Cuma

Her Ayın Son Cuması...

Hani benim ANKAN annelerim var ya mail grubundan... Onlarla her ayın son cuması toplaşıp Pub a gidiyoruz 18:00/21:00 arası o bile yetiyor bir sürü hatun bol kahkahalı bol sohbetli ...
Şimdi de o gün bugün işte :)
Çok özledim arkadaşlarımı...
Atıl stres atııııılllllll :)

Öyle Çok Çağırıyorum ki...

Şu şans oyunları hadisesini her hafta mütemadiyen oynarım ama sadece sayısal ve süper loto o da birer liralık...
Çağırıyorum valla olmadı dua da ediyorum çıksın bana büyük ikramiye diye...
Bugün ucundan aldım süper lotodan...
Sabah teleteksten hava durumuna bakarken dur dedim bir sıra oynanmış (ki asla bir sıradan başka oynamam çıkarsa ona çıksın) bakayım bir açtım sayfasını üç var gördüm... İşe geldim oynadığım yerden tekrar oynayayım dedim adam da demesin mi dört var bunda 91 lira var aaaaaaaa :)
aldım onu...
Süper loto yine devretti bakalım haftaya perşembeye hayr ola...

29 Ocak 2009 Perşembe

Biliyorum... (Öykü Atölyesi Fotoğrafın Dili)

Biliyorum gecenin ertesi sabah, yağmurun arkası güneş, yokuşun arkası iniş... Biliyorum puslu da olsa yer gök güneş kendini gösterecek, yırtacak pusu / kötüyü... Biliyorum diye bu kadar emin düşünüp de kendime güvenin bile bir kudreti vardı ama geçende kaldı... Düşük şimdi omuzlarım... Kudret? Bıraktım onu çıktığım yerde, şimdi yola koyuldum ısınana doğru, belki eski kudret geri gelir kimbilir? Ama... Ama... Bir gün biliyorum... Bütün bildiklerime "biliyordum" diyeceğim...

Hata veren film linki...

Nazlı'ya mektuplar uyardı hata veriyor linkler diye ben de baktım evet açmıyor neden acaba kopyala yapıştır yaptım ama hayret...
O zaman ben de sitenin o sayfasının linkini atayım üye olun indirin üyelik 1 dakika bile değil...
http://www.liderboard.com/issiz-adam-dvdscr-2008-kalite-farkina-caps-a-bakmadan-karar-vermeyin-p472283.html#post472283

Sonunda İzledim...

İşyerinde hem de, nasıl olur demeyin oldu, açtım bilgisayardan oda arkadaşlarımla, 1 saat 50 dakika 25 saniye sürdü...
Nerde ağlayacağız nerde ağlayacağız derken hani sinemada gözleriyle konuştular ya daha çok sonra tam ayrılacakken sarıldılar ya işte orada...
Sonu iyi bitmeyen öyküleri, yaşanmışlıkları, filmleri, kitapları sevmiyorum bununkini de sevmedim...
Buyrun siz de izleyin...
Sonradan akla gelen filmden sonra ilk düşünülen... "Bir erkek annesi de bu kadar mı iyi olur"

Şeker Hediyem...

Canım kuzenim Erhan hazırlamış bana sürpriz... Hele illa evlilik yıldönümünü, doğum tarihlerimizi sormasında varmış bir hayır :) Olumsuzlukların üst üste inatla yığıldığı şu dönem iyi geldi bana :)




28 Ocak 2009 Çarşamba

Aaaa Dergiye Çıkmışım...

Hem de habersiz, öyle dalmışım...



Sayfa 161 Cümle 5




Enerji ve Huzur mimlemiş beni daha önce yapmıştım ama yine olsa yine yaparım :)
Çantamdaki kitap kendisi, otobüs yolculuğunda yanıma arkadaş, henüz 65. sayfadayım ama 161. sayfası 5. cümlesi şöyle diyor...
" Sevgi nedir, bilmişim"






Adaletin Terazisi Hassas mı?

Rengin dört aylık, o dönem lohusalık malum başımda puslu bulutlar, arada şimşekler yıldırımlar tabi zor süreç...

Kasım ın sonu sene 2005 ama o tarihte de Rengin 1 yaş 2 aylık... Sadede gelirsek

Suç tarihi ve saati : 12/11/2005 geçiyor kayıtlarda...

O dönemlerde bir taciz benim cep telefonuma ama yaklaşık bir ay gece, gündüz, sabaha karşı, alakasız saatlerde nasıl rahatsız ediliyorum sessiz telefonlar sonra bir seferinde bir küfür silsilesi ki rap şeklinde, emek verilmiş uğraşılmış...

Allahtan bizim Bey şahsına münhasır gerçekten adam gibi adam çok olgun davrandı hep beni teselli etti...

Fakat bende de bir huy var tövbe bir davranışın, yanlışın altında kalmam susup oturmam...

Üşenmeden adliyeye gittim şikayette bulundum... Turkcell den arayan numaralar ve saatleri belirlendi... Derken ileri zamanlardan birinde mahkemeye çıktım hakime söyledim onda da "bir cep telefonu rahatsızlığından bu kadar tantana yapılır mı " tavrı...

Malesef ki numara ve sahibi tespit edildi, fakat isim var cisim yok... Savcı da diyor ki bana bu işin peşini bırak, bu birşey değil millette ne dertler var onlar çözülemiyor bundan ümitli olma...

Veeeee dün posta kutumda bir kağıt, muhtara bırakmışlar zarfı bu sabah elime aldım beni dehşete düşüren şu satırları okuduk Beyimle dikkatle:

"Sanık Nurten İlknur Civan savunmasında; üzerine atılı suçu kabul etmediğini, iddianamede belirtilen 537 8218231 nolu telefonu olay tarihine yakın dönemde kullandığını, ancak müşteki Funda' yı tanımadığını, küçük oğlu Efe'nin rahatsız olup telefonla oynarken müştekiyi arayabileceğini, olayda bir yanlışlığın söz konusu olduğunu ve müştekiyi araması için bir nedenninin olmasığını, suçsuz olduğunu savunmuştur."

PES!!!!

Sen nasıl bir annesin ki küçük oğlun Efe sabaha karşı elinde telefon benim numaramı tuşlayıp sürekli aradı? Bu nasıl küçük oğlan ki gecenin o vakti ayakta? Peki madem beni tanımıyorsun tüm bu olaylar olurken ki aradan üç koca sene geçmiş madem aç bir telefon bana bir pardon de özrü de geçtim....?

Sonuç:

HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle:

Sanığın üzerine atılı suçı sabit olmadığından CMK' nun 223/2-e maddesi uyarınca BERAATINA.........

O zaman sevgili terazi, zaten senin hassasiyetine hep şüpheyle yaklaştım şimdi hepten beni haklı çıkardın...

***** Tacizde bulunan madem beraat, gıcık olduğunuz herkesi taciz ediniz, suçlu bulunursanız ki tamamen masumane, zira emsal teşkil edecek belge elimde veririm size...

26 Ocak 2009 Pazartesi

Hayat Bu Ara...

... bana kazık atmakla meşgul...
Ev mev yok yattı elli lira da depozitom yandı, nasıl ağır yükü kalbimde...
Sadece elli lirası değil tabi yok ya o da var al ben yiyemedim sen ye :(
Ayrıca da herhangi bir kontrattan dönme durumu yok ki sadece evvelki gün ben bakmışım bugün Bey le ve arkadaşlarla bakmışız o kadar...
Bir de benim bir olay karşısında eğer elim kolum kalkmaz ise böyle bir "kalmışsam" sadece ve sadece bakıyorsam o işten hayır gelmiyor...
Aslında bu evde de öyle oldu baktım sadece...
Denizden korkup yılana sarınmaydı belki bu ev sonra onu da bıraktım...
Olmadı...
Hala bakmaya devam...
Bugün eve girerken ne maymunluklar yaptım ya hırsız evdeyse diye...
Ama düşünsenize bir deprem oluyor herkes dışarı sonra eve geri dön nereye kadar dışarıda beklenecek...
Bu da o hesap, nihayetinde parkta yaşanmayacak ya da anne evinde...
Offf bilmiyorum ki dert bir o mu?
Alma beni kuyu dibine dibine...
Sonra çıkması zor oluyor...
Ne güzel ben
"Allahım her işinde bir hayr var, kızım, beyim, anam, babam, kardeşim, kendim, sevdiklerim sağlıklıyız hayattayız şükürler olsun"
diyorum hep.....................

25 Ocak 2009 Pazar

Bir Ev Buldum Bakalım...



Öncelikle hepinizin desteğine çok teşekkür ederim...
Cuma günü internetten, cumartesi de kuzenim sağolsun "yağmurda ev gezme" diye bana eşlik etti onunla ev aradık....
Sonunda kendi evimin sokağında ama cephesi güney bir ev bulduk... Hiç olmazsa güneşe hasretliğimiz bitecek öbür evde sadece camdan görüyorduk en ufak bir içeri girme durumu yoktu...
Bu ev şu zemin sayılma meselesi vardır ya kimisi zemine birinci kat der ki ben demiyorum zemin zemin işte ama diyenlere de açıklama yapıyorum dünden beri yani şöyle zeminden sonra ikinci kat, en azından hırsız tırmanamaz diye düşünüyorum (umarım)...
Bir arkadaşımın kardeşi bir güvenlik şirketinde çalışıyor o gelecek eve keşif yapıp fiyat çıkaracak ama en önemlisi kiracıyım sonuçta bir daha ki eve taşınma durumunda teçhizatın da taşınabilirliğinin durumu...
Yeni evin içinde şu an kiracı var bir hafta on güne çıkacaklar evi de gezerken onların eşyalarıyla gördüm çok aman aman içime sinmese de bilmiyorum hayırlısı ne ise o olsun diyorum belki benim eşyalar yerleştiğinde havası değişir...
Asıl gözümde büyüyen işler bundan sonra...
Desteğinize tekrar teşekkür ederim :)
Yazıma burada son verirken ben de içinde bütün kira derdiyle uğraşanlara bir an önce ev sahibi olmamızı can-ı gönülden diliyorum...
Amin...

23 Ocak 2009 Cuma

Evimin Hırsızdan Sonraki Hali :(

Dün Beyle beraber girdik eve, daha doğrusu giremedik çünkü anahtarı çevirip kapıyı itince -itmeye çalışınca- baktık ki arkadan zincir -değil de demir- çekili... Allah Allah eve giremiyoruz aradan ufacık aradan baktık ki yerlerde bir dağınıklık içerden cereyan....
Sonra ev bu halde :(








Şimdi harıl harıl ev arıyorum giremem o eve, zaten ısınamıyorduk o bahaneye uygun bir ev bakıyorduk, şimdi çabuklaştırıyoruz ki...

22 Ocak 2009 Perşembe

Öylesine...

Bugün yazma isteğini içimde barındırmıyorum...

Sordum İdare' ye "boşver yazma o zaman konu-komşu oku hatta yeni komşular edin yorum yaz takıl bugün izinlisin" dedi...

Resim mi? Haa hiç birşeyle alakası yok sırf beğendiğimden...

21 Ocak 2009 Çarşamba

"Kuvvetim"

Dün akşam bu iki resim gibiydim ruhum, içim, iç organlarım, bütünüm.. Bir uçurum var kocaman, o kadar dik ki ucuna geldim yine, düşmekten korkuyorum kıyısında olmaktan da... İki sene önceydi o uçurumdan düştüm ben, dört ay sürdü yukarı tırmanmam, şimdi gücüm yok düşmekten düştüğüm yerden ve ötesi tırmanmaktan, çıkamamaktan...

Sonra aşağıdaki resim gibi oldu aydınlandı etraf / bütünüm... Düşmekten alıkoydu "kuvvetim"... Önce o da kıyıya sürdü beni, beraber atlayacaktık neredeyse, sonra tuttu kolumdan, geri çekildik kıyısından...
Bir daha ne orayı görelim ne de kıyısından aşağıya bakalım...
Şimdi iyiyim hatta aşağıdaki resim gibi açık ruhum, tatlı bir esinti var, nasıl da mis gibi deniz kokuyor...
Ben böyleyken sen de aynı mısın?
Mühim Not: Resimler çok sevdiğim bir dostumdan Onur Kıratlı' dan... Kendisinden izinsiz kullandım ama müsade vereceğinden emin...
Teşekkür ederim arkadaşım ellerine sağlık...

20 Ocak 2009 Salı

Çek Beni Gizliden Gizliden...

Mağazalardaki giyinme kabinlerini ya da umuma açık lavaboları kullanırken özellikle en çok korktuğum bir yerlere gizlenmiş kamera var mı ve şu an çekiliyor muyum korkusu ... Olası bir durumu düşünemiyorum da -kabus oluyor sonra- olsa hele Allahım ne menem bir kötülüktür bu insan evladına yapılan... Elde edilen görüntülerden ne anlanılır, nedendir bu bitmez tükenmez sapıklıkta sınır tanımayan bozuk küflenmiş beyin(siz)ler...
Bugün sabah Nihat'la Curcuna programında dinledim de oradan aklıma geldi, Çorum' un bir ilçesinde bir okulun hizmetlisi adam -insan müsfettesi- bayan öğretmenlerinin kullandığı tuvalete kamera yerleştiriyor... Sonra yakalanıyor ne oluyor biliyor musunuz? Başka bir ilçe okuluna sürülüyor...
Ne sürgünü adama ödül bu!
"Al kardeşim şimdi de sıra bu okulda, bak teknolojini yenile, al sana yeni yüzler pardon vücutlar haydi Allah ne verdiyse artık!"
Ah benim güzel Yurdum!
Ah benim güzel Yurdumun pür akıllı güzel insanları...

18 Ocak 2009 Pazar

Gül Gitsin ...






Devrelerin karıştığı anlar oluyor zaman zaman... Kablo uçları birbirine değiyor, ışıklar saçılıyor uçlardan, nefes kesen gösteri, havai fişekler... Alabildiğine rengarenk, alabildiğine karışık, bu ihtişamın altında da sıkıntı var aslında... İyi birşey gibi anlatıldığına bakmamalı... Devrelerin düzelmesi, değen uçların yerlerine yerleşmesi, gösterinin de sonlanması lazım... Çünkü hayat devam ediyor, eski düzeni tutturmak lazım... Arada olan bu gösteri de gerekli "devam" için "devinim" için...


Bu ara "devam-devinim" boşver amaaaaan hayata bakıp gülümsemeli yine de...

Sonuçsuz kalan herşeye, buna başlasaydım ucundan buna tutunsaydım dediğimiz her öyküye, yanlış seçimlerin acısıyla kıvranmanın her "boş" luğuna, gidenlerin hepten gitmesine, muhteviyatı ne olursa olsun kocaman hayata gülümse gitsin...

Gül gitsin, olana - gidene - kalana...