Geçen gün creep ' in bu yazısında demiştim ben de karalayayım birşeyler konuyla alakadar...
Düşünür dururdum nicedir...
Ölsek kalsak kimsenin haberi olmayacak hakikaten...
Gerçi bu konuyu terazinin dirhemi hanımefendiye açtığımda "ben blogumda yazarım öldüğünü" dedi içime su serpti...
Hakikaten güya ben, bizim kıza miras olsun, anasını okusun, zaman zaman da yer vermişsem kendini okusun mahiyetinde yazdıklarımı ,ben göçüp gittiğimde söyler herhalde bir hayırsever :)
Neyse aman kötü haber tez yayılır...
Bu arada o tansiyon düşüklüğü benim bünyenin hepten düşeceğine alametmiş...
Sonrasında bir ateş yaptı kendileri, durulacak gibi değil, eve de gidemiyorum Rengin'i alacağım kreşten ve sadece de ben alabilirim herkesin işi var...
Rengin'i alıp da eve kendimi nasıl attım, bilmiyorum...
Sabaha kadar gözüme girmeyen uyku sayesinde, en sevdiğim şey olan, geceyarısı saatlerinde tv kanallarını seyreyledim iyi geldi...
Bu arada üzerime battaniyeyi ben çekiyorum, bir bakmışım Bey gelmiş kaldırmış...
Dellendin mi bre adam üşüyorum, boşver örttükçe ateşim daha da çok artarmış ilerki vadede olacaklara değil şimdiye bakalım...
Dün doktor amca tonsilit-faranjit şeklindeki teşhisinin yanına 3 günlük da rapor yazınca asıl tebriği ondan sonra aldı benden...
Dün, sürekli geceden de uyumadığım için bulduğum her yere serilmekle geçti...
Bugün de yine aynı şekilde yatay halde geçiririm günü...
Yorgunum çünkü sokak kavgasına karışmış aradan çıkarmışlar gibi, bütün vücudum didilmiş sanki...
Ölsem kalsam haberiniz olmaz diye yazayım dedim güzel arkadaşlarım...
Biraz kendime geleyim, ilaçlarımı içeyim, yemeğimi yiyeyim, ayağa kalkayım döneceğim mesut dünyama...
Sizde yaramazlık yoktur umarım, kendinize iyi bakınız, iyi haberler alayım, özledim sizi de okumayı, ...
Haydi sağlıcakla...
Yoruldu şimdiden parmaklarım ve oturmaktan oturma kemiklerim...








.jpg)


