Güzel güzel bitiriyoruz tüneli, zaten aydınlığı da çıktı şu %50 kitleyi gönderdikten sonra...
Babamın ablasını gördükten sonraki yaşadığı moral de zaten işin olumlu cabası denilen cinsten...
Erkeklerin ablalarına, annelerine kendi ailelerine karşı ayrı bir zaafı vardır ya bilinen...
Ya da genelleyip de kimseyi üzmeyeyim ben, direk babam da böyle diyeyim, okuyucu bak bizim bey de bile var demiyorum o kadar iğneyi kendime batırıyorum, başkasına cuvaldıza gerek yok...
İşte insanoğlu alışıyor herşeye, o bakımdan günlerin geçişine de, aradaki girilen tünele de çıkılan aydınlığa da...
Gelen herşey üst üste gelir ya murrpy kanunları mı,artık başka birşey mi,yoksa diye diye mi yapılır bilinmez, gidince de toptan gider gelenler...
Uğurlar ola...
Harekete alışkın bünye, böyle oturmaya rahata alışkın değil, yalandan geçiyor iş, ev, kreş, baba evi filan...
Rahat batar ama bir miktar dinginlik de iyi tabi en azından ütü yaptım çok severim kendisini deli gibi ütü yapayım ben, buşalık yıkayayım ama temizlik ve en illeti toz al demesinler bana...
Sonra öğrendim ki ev hep iş istiyor, annemin evi istemiyordu ben de yeni yeni öğreniyorum gerçekten şaka değil bloglarda gezinirken hamarat hatun bloggerların durumunu gördükçe yenecek kırk fırın ekmeği alacak, bulacak ve yiyecek kapasite olmamasına üzüntü duysam da kısa süreli oluyor Allahtan geçiyor hemen...
Gerçi geçen bizim Bey şöyle bir yandan gülümseyişle "ne zaman öğreneceksin ev hanımlığını" şeklindeki sorusuna elimden gelmeyen sevimliliğimle "ehe ehe" diye gülümsemeyle cevap verip konuyu geçiştirsem de yapacak birşey yok, ayrıca ben ev hanımlığı kısmında iyi değilim ki benim işim hayatın fırtınalarının peşinden kovalamaca, ne işim olur zaten yapabildiğimi yapıyorum...
Nereden geldim ki buraya laf lafı açtı işte kendi kendime yazarken...
Bir de aklıma ne geldi, babamın kemoterapi günü babam içerdeyken annemle kafeteryadaki durumları da gözlemliyoruz ister istemez, orada gördüğüm bir husus da karı koca geliyorlar mesela kim hasta fark etmiyor ama o erkekler bu kadar mı huysuz olurlar, eşlerine bu kadar mı kızgın olurlar, sürekli bir çatık kaş durumu, sürekli bir azar hali kimseyi takmadan, o kadının düşeceği durumu hesaba katmadan.... O kadınlar da garibim sesi çıkmadan boynunu büküp ele güne rezil olma durumundan sıkıntılı seslerini çıkaramıyorlar...
Ah bu erkekleeeer ahhhh :)
Bir de şimdi haber geldi ki, kendim bizzat şahsen benim bir başvurum neticesi ifade vermeye gideceğim, müşteki olaraktan amaaaan işte hayat ne diyeyim :))
Yalnız nasılım müşteki filan terimler :))