14 Kasım 2008 Cuma

bu kadın...

...bana hep aynı görüntüyü verir "hüzün"
bakışlarında var
"ben mutsuzum aslında fark etmediniz mi" ifadesi...
Hep üzülürüm ona beğeniden öte... Çok beğenirim, isterdim ki o devirde onun arkadaşı olayım ona yol göstereyim fırsatçıları sahtekarları bertaraf edeyim etraftan (hayal dünyası işte) ...
Diyorum ya hep üzülürüm ifadesine kendisine yaşadıklarına...
Hala yıllar önce Tunalı'da bir pasajda siyah beyaz kocaman posterini alıp eve asmak isteğim kaybolmuş değil...

offfffffffffff

Valla bir durum yok ama nerden gördüm neyledim canım istiyor hatta aşeriyorum bahanesiz ay yazarken ağzımın kenarından akan Allahım bu ne ....

13 Kasım 2008 Perşembe

amacim yaptığım yapacağım...

Amacim mıç mıç anneler olur ya canım kızım gülüm kızım süper anne ben peh yalan külliyen bunları yazmaktı yok şu vakit bunu yaptı kaka yaptı çiş yaptı...
yaptığımda baktım biyografimle başladım ne eserseyle devam ettim aman ayol yeter demek ki fazlası çok geliyor eee "tası kadar alır insan" o kadar da verir tasta ne varsa o ...
Ben memnunum gidişattan hem kalsın kızıma bunların tümü hem de ben yazayım çizeyim gitsin böyle memnun kalalım cümle alem...

arana arana bulacağım bir gün de bakalım...


kendimi yırta yırta arana arana sonunda buldum siyah ya rengim işte bana güzel geldi yazılara anlam verdi resimleri daha bir güzel etti ...



5 x 5 foto ne için ola ki ...
Hadi hayırlısı ...

sardunyanın...

...yeni blogunu hayırlar eder cok begendimi belirtmek isterim :)

o kadar geliyorum dedi ama...




Sabah kazamız; hakkaten geliyorum der ya bazen kaza geçirene kolaylık olsun diye belki de bu da bu türden, araba bizim yola dahil olmaya ısrarla çalışıyor biz korna çalıyoruz o hala dinlemiyor bak başına ne geldi işte...
En ilginç taraf ta şoför ehliyetsiz hemen değişti ehliyetli olanla fakat biz bir servis adamız yer miyiz numarayı göz göre göre değişmedik dediler bir de pişkinlikle haydaaaa...
Neyse sonuç anlaşacaklar aralarında bizlerde taksiye bindik doğru işe...


12 Kasım 2008 Çarşamba

deli gönül uslan artık...

Kaçsak gitsek mi terk etsek mi kalsak mı çeksek mi yeniden başlasak mı yaşımız geçti mi geç mi kaldık daha mı iyi olur bilmem hala beni düşündüren ne o zaman peki ya cevaplar .........
(Resim Bolu/Gölcük'ten çeken arkadaşım)

10 Kasım 2008 Pazartesi

ekmeğim...


Bu ilk ekmeğim değil elbette ama fotoğraf çekmek yeni aklıma geldi cumartesi sabah kalvaltısı için yaptığım sıcacık ekmek kokusuna uyanıp ta haydi resimleyelim bu güzelliği dediğim an...


Yaptığım ekmeğin adı bir zamanlar çok severek tediğim francala (sütlü) ekmeğin kendisidir... geldi mi kokusu size de :)

9 Kasım 2008 Pazar

Sevgili Günlük...

Saygılar...
Yine yalandan geçen bir haftasonu akşamından saat olmuş 22:30 yavru uyudu bizim yatakta cazip geliyor demek ki hanımefendiye babası gelince kendi yatağına almamıza razı oldu olsun bu da birşey...
Derya deniz aklı var benim kuzgunumun yavrum bana güzel hakkaten hem güzel hem zeki ama duam şansının güzelliğinden yana hem dememişler mi güzelliğe 40 günde doyulur güzel huya 40 yıl doyulmaz diye... O yüzden mutat temennim duamdır şansı bahtı açık olsun önce kendine sonra herkese hayırlı insan olsun en güzel tahsilleri yapsın karşısına güzel ahlaklı insanlar çıksın bitmez benim listem başladım susmam ve de tüm bunlar artılarla olurken de benim yavrumla birlikte bütün yavrulara olsun inşallah...
Ne diyordum yalandan hafta sonu temizlik, çamaşır yemek üçgeninden ibaret ama evde olunan Rengin'le geçen hafta sonu en güzel rengi de bu işte daha ne olsun RENGİN :)

6 Kasım 2008 Perşembe


















Babaannemin kedisi (ymiş) severmiş bu kediyi...
Biz de Çeşme'ye gittiğimizde halam dedi Rengin' e "bu kediyi gördüğünde gülümse ki Ayten babaannen sevinsin"...
Rengin orada olduğumuz süre içinde bu kediyi her gördüğünde gülümsedi kediyi başka tarafa kıştlamaya çalışana da hep kızdı "o Ayten babaannemin kedisi üzmeyin onu" diye...

4 Kasım 2008 Salı

Çok severdim...

Babaannemin küçükken bana hep sanat müziği şarkıları söylemesini ilk torunuydum çünkü ailenin ilk göz ağrısı çok başkadır babaannem babamın annesi gibi değil bambaşka anne yarısı herkesten fazla üzülür(dü) benim üzüntüme herkesten fazla sevinir(di) sevincime içim rahat ona vefasızlık yapmadım her an yanında oldum olmaya çalıştım en önemlisi çok sevdim çooook...
Ne fena bir daha göremeyecek olmak fena yoksa yılın 8 ayını geçirdiği Çeşme' de gibi benim için sesini duyamıyorum sadece Halam kaldı şimdi hepimize yadigar ...
Kalabalık aile efradını seviyorum ben birbirlerine sıkıca bağlı zorda darda birbirleriyle hep keşkelerden nefret ediyorum ama keşke hep bir arada olunabilse...
Not : Benim de babaannemin bana hep söylediği sanat müziğini çok sevmem babaannemden yadigar...

...................................................

Söylenecek çok söz var ama tıkanıyorum gözyaşımın boğazımda tıkanması gibi...
Dedem (sağdaki) uzundu zaten mezarı da uzun oldu
24 Ekim 2004 te yerleştirdik yerine
4 sene 4 gün sonra da yanına babaannemi...
Koskoca devir kapandı görünürde ama içimde hala açık...
Canım dedem, tatlı tontonum babaannem sizi çok özlüyorum :(
Mekanınız cennet olsun nurlarda yatın...

27 Ekim 2008 Pazartesi

fişin ucunda hayat...

Geldik gidiyoruz değil mi? Heyhat Hayat sen ne büyüksün seninle hep kavga kargaşa ah ahh barışamıyoruz seninle ama herşeyin sonu dedikleri bu mu şimdi babaannem fişe takılı herşey bitti kalp durdu ama çalıştı ama ya elektrikler kesilse ya da birinin ayağı takılsa kabloya...
haber gelince gideceğiz defnetmeye...

21 Ekim 2008 Salı

Bolu Bolu derken...

İşte gidiyorum gideceğim daha bakalım...
Bizim okul düzenliyor bu sene Spor Bilimleri Kongresini hocalarım konuşmacı aslında herşeyi geçip Bolu'ya bakmak lazım gitmeyeli 8 sene oldu o kadar özledim ki benim bıraktığım gibi değil elbet koskoca bir deprem geçirdi yenilendi yapılandı benim kafamdaki Bolu değil aslında bir bakıma gitmek görmek demek o anıların yerinin değişmesi demek aman bilmiyorum ama çok da özledim...
Gidince resimlerle haber ederim...

20 Ekim 2008 Pazartesi

Başladım evet uzun zamandır istiyordum hiç bir kitabını kaçırmadığım ilk 100-150 sayfasını iflahım kesilerek okuduğum (gitmez çünkü kitap) sonrasının çorap söküğü gibi geldiği ama bu kitabın ilk sayfasından beri o sökükten olduğunu görüp koklaya koklaya okuyorum bitmesin diye...

Hani Alis Harikalar Diyarında Alis yanlış hatırlamıyorsam giriyor bir kapıdan öbür aleme yeni tabirle diyeyim akıyor ya ben de kitap kurken kapaktan giriyorum akıyorum içine oturuyorum olay yerine yakın bir yere seyrediyorum röntgencilik bu benim yaptığım bir nevi...

Ve neye karar verdim bir de ben böyle uzun uzadıya giden cümle yapısı kullanımını da bu zattan almışım meğer ... Bir de devrik cümle yapısını severim oldum olası düzeni sevmem herkesin yaptığını bir nevi diyelim arabayı da misal park ederken düzgün parketmek değil iş bence alelade koymak ayrıksılık olacak ya acaba devrik cümle kurma işini kimden esinlendim ...

Ha bir de bu uzun cümle kurma işini neye benzetiyorum şarkıcılar aralarda popstarlar sayesinde jüri kimliğine bürünecek kadar hassasiyet kazandığım için diyorum name atıyorlar uzatıyorlar ya orada önemlidir detone olmak olmamak bu uzun cümle için de detone cümlenin toparlandığında anlam kazanması onların detonesi uzun cümlenin de anlam bütünlüğü diyelim biz de...

Ne diyordum nerelere geldim neyse velhasıl beğendim ben kitabı ziyadesiyle koklaya koklaya korka korka okuyamıyorum bitecek diye ama aklım hep kendisinde kitap da her daim yanımda...






17 Ekim 2008 Cuma

atıyorum evrene hadi bakalım...


Yukarıda resmini gördüğünüz fotoğraf makinasını istek parça peçetesine yazıyor evrene fırlatıyorum, resimlerini her yere asıyorum hadi bakalım "SECRET" göster hünerini...

16 Ekim 2008 Perşembe

İş yerim Kızılayın göbeğinde hani hakkaten göbekte o derece fakat aylardır süren tadilat sebebiyle 6. kat penceresinden görünen manzara budur budur yani...