Evlenene kadar sadece bir kere bozdum ailemle beraber geçirdiğimiz yılbaşı ritüelini...
O da Bolu'daki ev arkadaşımın teyzesi geldi ailesiyle çok ısrarcı oldular babam da zor ikna oldu tabi alışkın değil evden ayrı olmama böyle müstesna bir gecede...
Sonrasında hep beraberdik...
Bugün aklıma geldi hazır her yan da yılbaşı havasına girilmişken...
Hatırlarım lisedeyim, babam eve gelirken içecek ne getireyim dedi, beni de alkollü içki içebilecek adamdan sayıp, hemen atladım tabi kırmızı şarap, tamam dedi getirdi...
Alışmadık bünyede us durur mu, sen git bir şişe şarabı 1 saatin içinde iç bitir, geceyarısını göremeden sız kal...
Hala içemem mereti, bir bardağı sündürür de sündürürüm...
Sonra birinde babam dükkanda, annem, o zamanki en yakın arkadaşım şimdi çok geçerli bir sebepten dargın olduğum (çok geçerli bir sebep yazarak da dargınlığın verdiği vicdanı sızıyı hafifletme çabamı da görmezden gelmeyiniz) arkadaşımla bizdeyiz üçümüz, o zaman da İbrahim Tatlıses konseri var televizyonda iki kafadar biralarımızı çekip şarkılara eşlik ede ede bir efkar bulutuyla girmiştik...
Bir de enteresan istekleri hevesleri olan bir anneciğim kuzucuğum var...
Yaklaşık 10 seneyi geçti içinde ukteymiş efendim, çam ağacı alacakmış, gelin kız gibi süsleyecekmiş karşısına geçip gece de, yakıp seyredecekmişiz...
O zaman da şimdiki gibi mahalle bakkalında satılmıyor ki bu meretin kendisi de süsü de...
Beğendik mağazasının en revaçta günleri, özene bezene alındı, kuruldu, süslenildi, ışıkları yakıldı bakıldı duruldu, sonra ilerleyen senelerde tekrar edildi...
Tabi heves bitti gitti ağaç da süsleri de masal oldu...
Şimdi Rengin çok istiyor ama benim hevesim bitti gitti annem be...
Ha bir de neden bütün evlerde evin önünden geçenlerin gözüne sokarcasına illa cam kenarına konulur o ağaç bilemedim yıllarca...
Bana hani son 10 saniye kala sayıyorlar ya on dokuz .... diye bir saçma geliyor anlatamam ne manasız...
Sıfırı duyan birbiriyle bir yakın temas kuruyor çözmüş değilim...
Hep mi öpüşülecek seneye o faaliyetle girenler...
Bir de 31 Aralığa bir iki gün kala esnaftan alışveriş edilir iyi günler diye çıkılmaz tükandan iyi seneler...
Eee sen iki gün sonra tekrar gideceksin o dükkana ne iyi senesi okuldaki seneye görüşürüz geyiğinden ne farkı kaldı bu lafın?
PTT diye tabir edilen terlikle pijamanın dayanılmaz uyumunu hep takdirle karşılamışımdır...
Çünkü nedense geçe gezmelerinden sonra eve gelindiğinde o güm güm güm lerin başımı yastığa koyduğumda beynimde ve tüm vücudumda hala devam ediyor olması beni o dayanılmaz uyumlu kombinasyonun aşığı yapmıştır...
Ben böyle atıyor tutuyorum ya kimseler atıfta bulunmak değil haşa haddimi bilirim, NAÇİZANE bizzat şahsen kendim bizati benim fikirlerim...
Beni böyle sevin sevecekseniz...
Sağlık sıhhat afiyet hayırlar hayatınızdan eksik olmasın her daim...