10 Ocak 2020 Cuma


Karanlığın kıyısından göz kırpan ışık...
Yıllar öncenin kitabının sayfaları arasından bir ses, melodiye dönüşecek kadar ritmik damlatan muslukla rüzgarın sesi bir olmuş,  yeniden şahlanıp ışığı takip eden o uyanış, ardından kapının  ardına kadar ki ardı hayaller ötesi...
Göz kırpan ışığın marifeti gerisindeki şenlik ateşinin davetiyesi...
Davete icabet gerek şenlik ateşine diz çöküp sıcağını da ateşi de hissetme vakti bu vakit...
Duvara yansıyan henüz hayata geçmemiş olanın uyanışı...
Vakti geleni gönderme, yerine geleni buyur etme, karşılama, ağırlama seramonisi...
Fondaki müziği köpürtüp öne geçirme zamanı olanların üzerini örtsün diye...

5 Ocak 2020 Pazar

Her Yeni Ayakkabı Ayağı Sıkar :)

Çok akıllı biri değilim çok şükür, halbuki görenler akıllı sanıyorlar da o da onların zarifliği olsun :)
Bir denilende anlamıyorum çoğunlukla, sormam da burnumu düşürüp, cümle içinden çözerim yine olmadıysa çekinem sorarım basmadı benim kafam buna bir daha izahat rica edeyim diye...
İnsan evladının kendini kabul etmesi güzelmiş de bu kafaya şu saat oldu işte yeni yeni geliyorum son bir 6-7 sene belki...
Olsun kazançtır, faydalanmak esastır en hakedileninden...
Bu benim çabuk inanma halim herkese, ya neden yalan söylesin ya da bile bile insanları neden üzsün, ne geçecek insanın eline mottom her defasında başıma iş açsa da, en sevdiğim, beğendiğim, hayranlık duyduğum huyum da ayıptır söylemesi ki kendini de beğenmeyen çatlarmış hesabı; çok tevekkül, çok teslimiyet, çok gayretten sonrası kadere çok iman...
Çok gayret sonrası kader ama rahmetli dedem söylerdi sık sık “Tedbir senden takdir Allah’tan” diye benimki öyle kadercilik...
Bir de ilaveten şunu idrak ediyor insan evladı, geçiyor arkadaş deşse de öldürse de geçiyor, ölüm dışındaki mevzuların hepsine iyi ki diyorsun gün sonu... Gerçi çok çeken hastaya da ölüm şifa ya ona da iyi ki denilebiliyor...
Bir miktar celalliyim galiba çok kendini bırakmaya gelemiyorum, bırakana da gelemiyorum, sürekli vesvese halinde olanı bir sarsmak istiyorum, şikayetlenin ağzına vurmak istiyorum ne üzerime vazifeyse...
Her şey şahaneyken kimse şikayette değil ama :)
Ben de herkes gibi feci feci yaşadım şükür hayatı, hala da yaşıyorum, ben gebermedim mi üzüntüden evet hele babam gittiğinde, akşam farklı sabah farklı ilaç içiyordum, bir müddet sonra dibe de layıkıyla vurup... Dengen değişiyor alaşağı oluyorsun o kadar normal ki, sonrasında ilaçları kestim bir altı ay sonra, yaşadım efkarı üzüntüyü efendi gibi, şimdi hayat devamdır vardır Allah ın bir bildiği deyip geçiyorsun...
Sonrası çoook sorunlu giden kurumdan istifa ettim boşandım, onun da sıkıntısını çektim sorumluluk anlamında değil Allah tan o konu tamamen bende olduğu için :) sıkıntısı sosyal kimlik alışkanlığı, evladıma yetebilecek miyim falan filan...
Zaman  zaman... Her şey geçtiği gittiğiyle kaldı, elde kalan süzgecin üzerindeki değerli katman... Başta kurumun bozulmasına ve başa gelen her şeye oturup çok şükür diyorum iyi ki böyle olmuş iyi ki iyi ki daha da bastırabilirim üzerine :)
Geçen iş yerinde kallavi bir pürüz var Kıvırcığımla  birlikte kurdeşen dökerken, dedi ki “Funda biliyorsun değil mi üzerinden gün geçince biz bunu gülerek anacağız” doğru söylüyorsun dedim... Tabi ki öyle oldu hatta üzerinden gün geçmesine gerek kalmadan, sorun çözüldü sonrası keyfi de bize kaldı...
Yani demem o ki her yeni giyilen ayakkabı ayağı sıkar, belki ayağa hasar  verir ama sonrasında iyi ki almışım ne de güzel ne de rahat deriz...
Ez cümle insanız, her olana alışırız, girilen kabın şeklini alırız, o sıkan ayakkabıyı da ayağa uydurur rahat eder sonunda iyi ki deriz :))
Yapınız efendim hayatınıza adapte ediniz gayreti esirgemeyiniz sonrası hep güzel hep güzel...
Gerçekten ..! :))


29 Aralık 2019 Pazar

Olan olmuş biten bitmişse...



     Sınav çıkışlarında millet harıl harıl sorular üzerinde konuşur bitmez ya o muhabbet hiç haz etmem biten bitti geçen geçti neyi değiştirecek soruyu bilsem muhakemesini yapsam geri mi döndürecek kardeş bir düzelteydim izin vereydin de mi diyeceğim...
Efendi efendi çıkardım sınavdan zaten darlanmışım ne konuşacağım üzerine lüzumsuzluk naçizane...
Her sene sonunda da konuşulur ya nasıl geçti neler oldu? E bitti oldu niye yoruyoruz ağzımızı eskilerin fantastik anlatımı vardır tumturaklı bir küfür silsilesiyle...
Ne yalan söyleyeyim severim küfür etmeyi ne demekse ama bu ara çokça kullanıyorum yelpaze de geniş ne yapalım sene sonu mesaisiz gece olmadığından yük de ağır bir rahatlama mıdır nedir nasıl görünüyorsa gözüme en şirininden...
Bir de bir araba laf edeceğine bir kelimeyle durumu özetler :)
Neyse ez cümle diyorum ki biten bitmiş giden gitmiş üzerine yormayalım narin bünyeleri, yavaş yavaş sağdan sağdan ilerlemeye devam, bakalım her bölümünü merakla beklediğim yarınlar ne getirecek..?
Burnuma güzel kokular geliyor da haydi bakalım...


28 Aralık 2019 Cumartesi

Keyifle...

Bir kuple ömrün satır aralarında;
Yaptığımızda pişmanlık duyduklarımız
Gelişine yaptıklarımız
Üzerinde düşünmeden geliştirdiklerimiz
Gelişmesine şaşırdıklarımız
Mutlu olduklarımız
Ardının hesabını yapmadan aslolanı
En son bir derin nefes

Sevindirsin topyekün


5 Aralık 2019 Perşembe

Sıcak bir tas çorbanın verdiği huzuru veren başka bir şey daha var mı ki?



Dünyalar  kadar şükürler olsun mezun olduğum branşın mesleğini icra ediyorum ne kadar şükretsem az...
Herkese nasip olsun umarım...
İnsanın sevdiği bildiği ya da elinden geldiği kadar yapabilmesi ne büyük lütuf
Bardağın dolu tarafından bakma durumu var ya çok beceremesem de hep “vardır olanda  hayır” cılığımdan mütevellit tabi ki mücadelenin gayretin şart üzeri şart olduğunu şiar edinip, velakin ardını kovalamadan Yaradana bırakmak hep daha işime gelmiştir.
İnanırım ki vakti zamanını bekler her havadis iyisiyle kötüsüyle...
Yediğim meyvenin çekirdeğini toprağa saklamayı çok severim mesela...
Yakinen gün gün bakınırım, etrafında dolanır dururum o vakti geldiğinde uygun koşullar sağlandığında gösterir kendini toprak üzerinden, salınır sonra gider gelir severim izlerim bana o minnacık tohum umut verir, niyetlerimi besler, vazgeçmemeyi öğretir kendince...
Dersler çıkarmayı öğrenmeye çalışıyorum hala eğitimi bitmez serüvende bitti mi de zaten miat dolmuş oluyor öğrene öğrene haydin eyvallah...
Aslolan öğrenileni dinlenileni bilineni hal edip mis gibi küçücük dünyaya dünyaları sığdırmak değil mi..?