Aklımın firar ettiği, mantığımın kabul etmek zorunda kaldığı, mecburen boynumu büken hayat gerçeklerini küçükten beri sorguladım cevap bulamadan...
Ortaokulda iki kızdık, Zülal' i gören Funda yok mu, beni gören Zülal yok mu diyecek kadar birlikte...
O zamanlardaki takıntım, nereden duyduysam öldükten sonra öte tarafta anamızı babamızı kimseleri tanımayacağız....
Bu nasıl kelam? Ortaokul çocuğu, hele ki benim gibi bir yanı her daim çocuk olana denecek laf mı ki, hele hele ailesi için geberecek bana...
Ne ağlardım Zülal' in yanında, o kadar da dalga geçerdi ki namızsız...
"Zülaaaal kimse kimseyi tanımayacakmış ben annemi babamı tanımayacaksam sen de yoksun ne yapacağğım ben :("
Uzun aylar bu yüzden ağladığımı hatırlarım ki sık sık da tekrarlar Zülal hala o günleri gülerek...
O konu hala kafamda muamma ayrıca da...
Sonra bir diğer akıl erdiremediğim ama uymak zorundasın anasını satayım dediğim, bir mevzu daha var ki o da doğa kanunu diye adlandırılıyor;
Evin genci evlenme çağına geliyor, kuş evden uçuyor sonra ana evi ona misafirliğe gittiği herhangi bir evmiş gibi geliyor...
Haydaaaaaa ee sen o evin bebesiydin, neden o his sarıyor bedeni ruhu?
Tamam insanın evi gibi yok ama birden öncelikler değişiyor, ana baba kardeş flu geride, öndeki net görüntüde kocan/karın çocukların sen...
29 yaşında evlendim bir vesaitlik yere taşındım dört ay salya sümük ağladım, adam bayıldı tabi duruma, düşünülünce koca kazık debeleniyor...
Ağladığım ya da üzüldüğüm buydu işte, benim dediğim evimden ayrılıp işte haydi şimdi burada evcilik oynayacağın yer alış denilen bir yere terfi etmek dert...
Sonra alışıyor mu tabi ki bukalemun gibi her yere ayrı kabuk rengi, ayrı sorumluluk cübbesini geçiriyor insan bir çırpıda üzerine...
Sonraki hayat gailesi kayınvalide, görümce, damat, annem, babam, senin taraf, benim taraf, çocuk bir sürü akıl ermez teferruata takıl yürüt hayatı...
Sonra senin evladında aynı şeyi yaşa...
Karar verdim normal değilim ya da kim normal, neye göre bu normallik?
Yaş kaça gelirse gelsin tek çıkarımım şu yalandan hayatta "yalnızsın"...
Bir alay insan da olsa yine de, yalnızlık yakandaki takılı iğnenin adı...
Benim isyanım, azgın nehirdeki(hayat oluyor azgın nehir), kırık salın üzerinde, sonundaki çağlayandan düşeceksin işte, boşa yorulma herkes atlayacak oradan diyen "iç" in kötü kahkaha sesine...
7 yorum:
canım arkadaşım benim ...
Her ne kadar birilerinden saklamaya çalışsakda hepimizin tuhaflıkları , tuhaf alışkanlıkları ,inançları , korkuları var. Ben daha tamamen normal bir insanla karşılaşmadım :)
sen o iç sesin kötü kahkahasına takılma hiç... nice kötü kahkahaları sıcacık gülümsemeye çevirmedinmi...
Ah güzelim be nasılda doğru yazmışsın herşeyi abartısız,yalın...
Gerçekten de öyle anam-babam dersin evlenirsin,elin adamının anasına babasına boyun eğersin ki sen kendi ananın babanın kuzusu iken...Hele ben 19 yaşında evlenmiş iken...Ahhhh ahhhhh....
İnşallah kızlarım daha geç evlenir ve sorunsuz evlilikler yaşarlar,tabi oğlumda aynı...Ama nedense hep kızları düşünürüm ben oğlan küçük ondanmı yoksa kız evladı ezilir diyemi bilmem.Benim canım yandı onlarınki yanmasın...
Bir hakikatte herkesin yanlız kalacağı hakikati...Annemden ve kayınvaldemden biliyorum...Babalar ölünce ikiside yanlız kaldı...Evlatlar evlenip yuvadan uçunca eee beyde rahmetli olunca onlar yakıyor ocağın ateşini dayanabildikleri kadar...Hayat senin hayatın yaşarken hep fırtınalı şimdi onlar dingin ama ben koşmaktayım....Yorgunum ama yanlız değilim....
:) Zülalim :)
eserce normal de neymiş eksiklerimizle tuhaflıklarımızla biziz işte :))
oytunla hayat yanlış anlaşılmasın serzeniş sadece benimki moral bozukluğundan değil ama ne kadar güzel dedin ne kötü kahkahalar bebek gülümsemesine çevrildi :)
Ah Tülinim senin yazdıkların ayrı yazı konusu olur valla :(
güzel kardeşim Ayşe sen bana lazımsın dedin kibarca rica da ettin ya artık ne diyeyim izledim seni :)
Ben de seni kocaman öptüm :)
nasıl güzel yazın aynen böyle düşnüyorum bende yaşadım ve anladım ne kadar yakın olunsa da yalnızsın
Yorum Gönder