Bu sene geçmedi geçti çok fark etmedim açıkçası...
Asıl senelerin en kötüsüydü 2010...
1 Eylülünde babamın gidişinin ardındaki fevriliklerimin neticesi adliye koridorlarındaki serüvenlerim onların ki hala bu seneye hatta ve hatta önümüzdeki seneye sirayet eden durumları...
Bu sene babamın gidişinin üzerimizdeki feci ruh halinin sıyrılması değil de tene hepten nüfuz etmesi gibiydi...
Kalbe çöküşü, çayın dem alması gibi belki de hart diye bıçağın saplanıp yerine oturması, geminin çipasını suya salıp hiç oradan ayrılmaması benzetmelerinin yeterli gelmeyeceği bir durum hasılı...
Bu senenin suyu hoplatan fırtınasını senenin ikinci yarısında yaşayıp, sonucu belli bahse gerek yok derken durumun dinginleşmesi adeta süt liman olması en şaşırdığım ve alaşağı olduğum mevzusu...
Sonrasındaki bu bendeki bezginlik kaynaklı durgunluğun kendi tabirimce demi almam sonucu gözlerimin bir başka bakması başlıca kazanımım...
Babamın gidişine hep içimizden döktüğümüz gözyaşının aradaki dışa vurum krizlerini de saymazsak öyle böyle geçti işte...
Çift sayıları sevmemin 2012 ye duyduğum sempatinin sebebidir diyerek kendi hanemle birlikte bütün haneler için dileğimdir ki huzurun çokça yaşandığı, bereketin bol olduğu, sağlık sorunlarının yaşanmadığı, gönüllerin hep hoş olduğu, sevdiklerin sevilenlerin gülüşlerinin duyulduğu, hayırlı mutlu nice seneler olsun...
Allah kalplerimize göre versin bütün istediklerimizi...