13 Aralık 2008 Cumartesi
Taekwondo...Poomsae... Kayıtlar... Ülkeler...
11 Aralık 2008 Perşembe
Barış Akarsu...

bir saç vardı ki bende....
...benden öte...
Simsiyah düz ki ne düz yıka çık, ışıltısından bakarken kamaşırdı gözler, zaten kaş-göz siyah (kaşlar tek, uzun eski yastıklar misali kalın da bir de üstüne) tam "zeytin gözlüm sana meylim nedendir" durumundayım...
Uzun da bir de saçlarım, annem yıkardı dolanırdım öyle savura savura...
Lise mezuniyetimden sonra boyattım saçlarımı ilk kez, yaklaşık 4-5 sene kızıl kullandım tonlarını hep deneyerek ama kaş göz siyah olunca açık renk sırıtıyor bağırıyor yüzüne gitmedi bu renk he heeeey diyerek... Sonra Bolu' da gazinosuna rahat girdiğim ve kuaför çocukların da saçlarımı mı artık beni mi oradasını bilemediğim sebepten ötürü "hanımefendinin" tarakları ( paşanın karısı) kullanılarak ve her hafta saçımın rengi ile oynanmak suretiyle senelerce saçımla oynadım durdum...
İlk permamı yaptırdığımda ön kısım komple yandı kapatacağım diye gerilerden perçemler indi alnıma (sonrasında sivilceler bastı alnımı), permanın geçiş evresi de akıllara zarardır ya Allahım tepe düz aşağı anlamsız kıvrımlar ne olduğu belli değil...
Bu yetmemiş gibi ilerleyen seneler ben olacak, sen git iki perma daha yaptır farklı zamanlarda saça...
9 Aralık 2008 Salı
Bayram mı Bayram...
Bayram sabahları kalkılır babaannemin evine gidilirdi kıyafetler giyilir tabi hele benim çatlak kız kardeşim o zamanlar pantolonunun dizi yer etmesin diye yürürken bacağını bükmezdi sakat gibi yürürdü :)
7 Aralık 2008 Pazar
Dost Kitabevi...

kokusu geldi mi :)
6 Aralık 2008 Cumartesi
ne yurt ama :)
daha tam olamadım demek ki :)
4 Aralık 2008 Perşembe
Mim... 56. Sayfa, 5. cümle...
3 Aralık 2008 Çarşamba
Keşkelerle Hayat...
Benim hayatım mı olmaz mı...
Var fazla sayıda haşmetli "keşke" lerim... ... Olmaz mı "şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler" durumunda dönüp de seyrini değiştireceğim olaylar ... Fakat insanız misal illa sürteceğim burnumu acısın kanasın sonra anlayacağım... Amcam hep der ki: "keşke şeytandandır." Çoğu zaman diyorum o "keşke" ler bana "iyi ki" lerin kapısını açmış, her "keşke" bir "iyi ki" ye gebe...
Ama yine de inanmıyorum delikanlı gibi çıkıpta(güya) insanların "yaptıklarımdan pişman değilim" kilerine... Tabi yok dönüşü ki, düzeltilesi değil durum iyisi mi kabul edeyim hem altında hem üzerinde bilincimin, inanayım bütün olarak her duruma... Az "keşke" li çok "iyi ki"li günlere...
Fikir Şeysi...
2 Aralık 2008 Salı
çok lüzumsuz ama bilgileniniz...
Bolu, Deprem,Bolu...
Nereden aklıma gelmişse bilinmez Bolu depremi geldi aklıma bugün ...
O zaman yani 99 senesi mezun olacağım ama uzaklaştırma aldığım sene dolayısıyla 4. sınıfın birinci dönemini değil 2. dönemini okuyacağım 2000 in Şubat' ında gideceğim yani Bolu'ya...
Gittiğimde kalacak yer var hem ev arkadaşım Pınar yaşıyor hala orada, bir de kuzenim kimya bölümünde araştırma görevlisi...
Zaten kuzenimle ev arkadaşıydık son 1 sene o ev hala duruyor (-du depremden önce)... Odam tam takım beni bekliyor evimizin de yeri nasıl güzel bilir Bolu' yu bilenler Atatürk Caddesinde Bulvar apartmanıydı...
Hatta o apartmanda biz Pınarla beraber de kalmıştık yine bir seneden fazla iki bile olabilir üst katındaydık bir de apartmanın bir özelliği vardı, sağ taraf evleri 140 m2 sol atraf evleri 90 m2. Bizim Pınarla kaldığımız ev 140 m2 lik olandı (Sonrasında kuzenle 90 lık olandaydık)... Biz bir temizliğe kalkardık akşama kadar bitmezdi temizle temizle Allahtan fazla eşya yoktu da :) Ama en çok da temizlik sonunda yenen soğuk yoğurtlu makarna tam bir ödüldü, geleneksel hale geldi sonrasında her temizlik sonunda koca birer tabak yedik :)
Neyse ne diyordum ha deprem oldu bizim ev darmadağın apartman zaten şu an yok ta...
1 Aralık 2008 Pazartesi
www.afiseediyorum.com
şok şok şok flaş flaş flaş :)
Gitti ayol 1 kg. Şu bir kilonun gitmesinin insana verdiği mutluluğa bak! Yarebbim nasıl bir insansam artık 1 kg a bile nasıl seviniyorum :)
29 Kasım 2008 Cumartesi
bu blog işi...
evdeyim evde...
"cadımızla zor günlerin ardından yaşanan keyifler"
28 Kasım 2008 Cuma
hayalimdi...
Nedendir bilinmez hep bir hayalim vardı bir radyo programım olsun "gecenin sesi" olsun ismi, fonda derinden blues çalsın sıkıntıda olanlari kararsız kalanlar arasınlar beni sohbet edelim buğulu ses tonları vardır ya hış hış olur gerçi benim sesim tam bir borazan ciddiyim hele sabahları tam bir felaket hörül hörül... Programı gece yarısı istememin de sebebi bu belki hafif enerjisi de gitmiş olur sesimin :) şaka bir yana gerçekten olsa ne iyi olurdu iyi dinleyiciyimdir daha ötesi mantıklıyımdır duygusal verilen kararlar çok akla yatkın gelmez bana ... Neyse ne diyordum programım gece yarısı başlasın arasınlar derman olayım onlara...
rapor
örerim ilmek ilmek...
27 Kasım 2008 Perşembe
girdim çıkasım yok bu sefer...
ismiyle müsemma...
Ey Halkım...
26 Kasım 2008 Çarşamba
adamla kadın...
içim de...
25 Kasım 2008 Salı
Tesadüf...
Kelimenin tınısı bende hep olumluyu çağrıştırmıştır hayatımda olduğu ya da meydana getirdiği olumlu davranışlar gibi...
Üniversite son sınıfta mezuniyetime 10 gün kala 1 sene uzaklaştırma cezası aldım, hep baktım seyrettim ne olacak bu olayın hayrı ne zaman çıkacak diye sonra zaman aktı aktı şimdi çalıştığım yerin sınavı açıldı kazandım, sonra baktım şeker bir adam iş arkadaşım, o zaman hayatımda biri var ama benim sonra yine zaman suyun yolunu bulduğu gibi yolunu buldu o şeker adam kocam oldu...
Hayatımın en olumsuzu gibi görünen aslında en olumlusu olan en unutulmaz olayı tesadüf değildir de nedir?
24 Kasım 2008 Pazartesi
istedim de vermediler...
Tam mezun olduk kpss çıkardılar başıma ben beden eğitimciyim ne anlarım tarihten coğrafyadan matematikten ondan bundan etmediler beni öğretmen kaybettiler kaybettiler...
Kutlu olsun öğretmenlerin günü...
23 Kasım 2008 Pazar
Empatinin de böylesi...
Bu sabah milli dizimiz bez bebek in reklam arasında zap yaparken Türkan Şoray'ı gördüm bir üniversitenin kısa film yarışması varmış aradan da Türkan Şoray' a bir ödül verelim gelsin, basın da okulumuzla yarışmamızla ilgilensin mantığıyla çağırmışlar kendisini de ...
Behzat Uygur sunucu -hiç te haz etmem kendisinden yapay insan- sonra Cahit Berkay konser vermiş onu gösterdiler ben de kilitlenmişim müzikler süper sonra sahneye çıktı Türkan Şoray, sunucunun iltifat yağmuru ödül alması filan...
Bir an Türkan Şoray oldum aldım ödülü teşekkür ettim Cahit Berkay' ı dinlerken çevirdiğim filmler geldi gözümün önüne, Cahit' e sarıldım aferin arkadaşım filmlerimi müziğinle şenlendirdin sağoalsın -ki kendisi Türkan'ım için yaptım hepsini dedi- Behzat oğlum sen de çok yakışıklıymışsın sakal da ayrıca yakışmış film çevirelim bir ara dedim sonra eğildim kalabalığın önünde...
Haberin altında gözlerinden yaşlar akacaktı Sultan'ın yazıyordu ekran karşısındaki Sultan'dan aktı bile...
Demek ki bu aralar ihtiyaç hasıl oldu gözyaşı boşaltmaya bünyeden...
22 Kasım 2008 Cumartesi
müziğime resim...
Az önce PuCCa GÜNLÜK ' ü okurken bloguna müzik koymuş süper de bir şarkı çalan, biraz kurcaladıktan sonra ben de yaptım (eee böyle böyle öğreneceğiz) uygun da resmi olsun istedim...
21 Kasım 2008 Cuma
kabiliyet...
Hangisine kabiliyeti var acaba Rengin in resme mi halası gibi yoksa dedesi eski baterist annesinin kulağı iyidir müziğe mi?
Dün itibariyle çizmiş olduğu bu hayvan üzerine babasının yazdığı "aferin" i (bu arada kalbin içinde Funda ismi de hakgetire, ayrıca da nasıl bir aferin yazmak o öyle "m" nereden çıktı aferin in orada :)) ...
Babam dedim ya bateristi eskiden hatta o devirler "Alkadraz Beşlisi" diye de grupları vardı (onun da afişi var bulur bulmaz resmedeceğim), Barış Manço'ya çalmışlar zamanında sonra Mersin' de bir yerde çalarlarken Yurdaer Doğulu' da babamların çalıştıkları yerin karşısında çalmaya başlamış babamların işini kesmiş, sevmez babam o yüzden rahmetliyi. Hatta annemle de Kayseri' deki bir konser sırasında tanışmışlar ...
Babamın babası rahmetli dedem süper keman çalarmış denk gelmedim de besteleri bile varmış, en küçük amcam desen o da ayrı yetenek hepimizde var demek ki gen meselesi...
Annesi ki bu ben oluyorum müzik bölümü sınavına girip yedekte kalmış bir benim... Notasız (nota da bilirim hani) şarkı çıkarırım misal çok severim org çalmayı babam ilk getirdiğinde eve uyumadan bütün gece bildiğim bütün parçaları çıkarıp ertesi güne konser vermiştim bizimkilere hala da tam anlamıyla bir müzik aletini kullanmayı çok isterim...
Kızımda da istiyorum özellikle müzik alanında birşeyler yapsın, en azından bir müzik aletine hakim olsun ya da ne bileyim resim yapsın ama kendi istesin bunların hepsini, ben sunayım önüne de, şimdi istiyorum yaşı gelsin önce piyanoyla tanışsın sonra isterse devam ettirsin ne isterse işte...
Yapsın birşeyler de ya da babası gibi sporla da uğraşabilir, annesi tamam spor akademisi mezunu ama faal sporcu değilim okudum bitti babamız hem okudu hem yaptı ...
Olsun işte birşeyler ama bunların üzerine bir de "hakim" olsun derim ben :)
Çok şey mi istiyorum :) Anneyim ben yaaa en iyisi olsun benimkiyle beraber bütün yavrulara da :)
bir tomar...
20 Kasım 2008 Perşembe
sokakta tartışmayınız efem...
her sabah...
19 Kasım 2008 Çarşamba
üstü kapalı itiraf...
Allah be...
Geldin sonunda ne iyi ettin hoşgeldin tekrar biliyor musun sensiz buranın ne anlamı var artık öyle bir hal almış ki ne zman gitsen baş sağlığına geliyor arkadaşlar seviniyorlar onlarla sohbete katılacağım için; öyle boş boş oturuyorum hayır bugün baktım boş oturuyorum bekleyen kağıtları işleyeyim dedim neyse masamın üzeri temizlendi hayrına sonra ne yaptım Rengin Hanımın kreş öğretmenlerine öğretmenler günü vesilesiyle başlamış bulunduğum yelek formatındaki örgümü bile getirdim (yuh artık filan demeyin eeee burası devler dairesi olacak o kadar ayrıca da öğlen tatilinde iki şiş dürttüm sonra gelince beklediğim, hemen bıraktım bitirince göstereceğim)...
Bir daha bırakma beni olur mu sabahın 9'undan akşamın 5' ine kadar gözlerim pörtlese de gözlerim kurusa da seni seviyorum ya olmuyor sensiz canım "İnternetim"
:))
17 Kasım 2008 Pazartesi
anamın evinde...
hastalık antibiyotik
bir radyo buldum ki...
http://www.kanalturk.com.tr/Haber.php?Haber_id=4329
sanat müziği parçalarını aman da nasıl güzel çalarmış :)
yalandan dünyada...
varım mı yokum mu?
"Kutuma gideyim ben söyle Hamdi'ye sağolsun üç kuruşluk teklifleri için"
Matrix kıvamı yaşadığımız şu dünyada şimdilerde izlenilir oranı tarafımdan düşse de dün Kayserili çocuğun(anne tarafından hemşehrim oluyor) bölümüne baktım öyle bir 8,5 aydan beri kutu açıyor duruyor (yorulmuyorlarda öyle saatlerce ayakta) yazık iyi para alsın gitsin istiyor insan ama diğer uzun süreli duran bir Mevlüt vardı annesi kendisinden önde, ne aldı o yazık 10 lira...
İşte böyle uyuşturulduğumuz bunu seyredin saatlerce başka da devlet memleket şehit PKK parasızlık işsizlik eğitim-öğretim onlar da neymiş biz hallediyoruz bırakın onları bakın siz buna dedikleri bu salakça programları izliyoruz işte biz de amaaan akıl yok valla...
Kaç lira aldı ki Kayserili?
Ha bu arada Nursel de ne Nurseldi öyle gözleri hele... Acun? bana hep sempatik gelmiştir niyeyse bir samimi bi mahallenin çocuğu gibi...